Eveeettt! Son bölüme geldik. Fazla duygulandım, çok üzüldüm ve bitirmek istemedim ama söz verdiğim gibi bu hikayenin ömrü bu kadardı.
Ama bu evren hiçbir zaman bitmeyecek gibi...
Bu evrenin her halinde farklı farklı hikayeler olacak. Devamlı masallar gibi...
Heykeltıraş'ı yazarken masal gibi yazmaya çalıştım ve umarım bu hikaye size de bir masal gibi geçmiştir.
Başından beri benimle olduğunuz, hikayemi okuduğunuz için çok teşekkür ederim♥
SON KEZ: İyi Okumalar♥
-
Karanlık gecenin kollarında, Alya ve Çağatay arabada sessizce ilerlerken, içlerindeki karmaşık duygular da sessizliklerini bozmamak için direniyordu. Alya'nın elleri direksiyonu sıkıca tutuyor, gözleri yolu izliyordu, ancak düşünceleri uzak diyarlara kaymıştı. Yaşadıkları olayların ardından hayatları bir rüya gibi gelmeye başlamıştı, gerçekle masalın iç içe geçtiği bir hikaye gibi.
Alya, Çağatay'a bakarak gözlerini üzerinde gezdirdi. O anki varlığı, geçmişteki yaralı askerden çok daha fazlasıydı. Onu yeniden hayata döndüren büyü, aralarındaki bağı daha da güçlendirmişti. Alya, heykelinin yanında olmanın verdiği güveni hissediyor, aynı zamanda bu türlü olağanüstü bir olayın onların yaşamını ne kadar değiştirdiğinin farkında oluyordu.
Ancak bu ani dönüş, Alya'nın duygusal dengesini de alt üst etmişti. Çağatay'ın hayata gelmesiyle birlikte hayatının tamamen farklı bir yörüngeye girdiğinin farkına varıyordu. Artık normal bir yaşamın dışına çıkmışlardı ve bu yeni gerçeklikle nasıl başa çıkacaklarını bilmiyorlardı.
Alya, Tarka'nın onları takip etmeye başladığını biliyordu. Bu düşünce onun sinirini de artırıyordu. Arden'in tarafından kullanılması, onun için büyük bir ihanetin işaretiydi. Sevda'ya sığınmak, onun için tek güvenli liman gibi görünüyordu.
Alya sonunda kararını verdi. Çağatay'a dönüp derin bir nefes aldı ve titreyen sesiyle, "Sevda'ya gidiyoruz," dedi. İkisinin de gözleri karanlık yolda ilerlerken farklı düşüncelerle doluydu. Gökyüzü yıldızlarla kaplıydı, ancak bu yolculuğun sonu ne olacaktı, kimse bilemezdi.
Alya'nın gözleri gecenin karasıyla örtülü yolu izliyordu. Arabanın içindeki sessizlik, Alya'nın içindeki kargaşalı düşüncelerle doluydu. Ne yapacaklarını bilemiyorlardı, ve bu belirsizlik onu huzursuz ediyordu. Yolun sonu Sevda'nın evine çıkıyordu, ancak orada neyle karşılaşacakları bilinmezdi.
Çağatay, Alya'nın önerisini düşünüyordu, ancak aklına mantıksız geldi. Arden, Sevda ve Alya arasındaki ilişkileri çok iyi biliyordu. Eğer Alya ve Çağatay oraya giderse, Arden'in ilk bakacağı yer Sevda'nın yanı olurdu. Bu durumda kaçışları bir anlam ifade etmeyecekti.
"Belki de biraz daha düşünmemiz gerekiyor," dedi Çağatay düşüncelerini seslendirirken. Ses tellerindeki ağrı onu tedirgin etmeye başlamıştı. Bugün konuştuğu anların hiçbirinde böyle bir sıkıntı yaşamamıştı ve bu durum onu kafası karışmış bir halde bırakıyordu.
Alya, içindeki huzursuzluğu bastırmak için, "Hala anlayamıyorum, biliyor musun?" dedi sessizliği bozarak. Araba yolculuklarını sessizlik içinde geçirmeyi hiç sevmezdi.
Çağatay, Alya'nın neyi anlamadığını çok iyi biliyordu aslında. Ancak bu anlam karmaşasını görmezden gelmek ve rahat bir şekilde yol almaya devam etmek işine geliyordu. Gözleri yolu izlerken içindeki karmaşık duyguları bastırmaya çalışıyordu. Bu dünyanın içinde kaybolmuş gibiydiler, hayatları bir rüyanın içinde kaybolup gidiyordu ve neyin gerçek neyin hayal olduğunu artık ayırt etmekte zorlanıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heykeltıraş
Mystery / Thriller[TAMAMLANDI][DÜZENLENİYOR] Yaratmak, karanlığın en derin köşelerinde gizlenen bir kalıptır. Hangi karanlık düşüncelerle yoğrulduğuna bağlı olarak, insan ruhunda derin izler bırakabilir. Bu sebeple, ben sadece bir şeyler ortaya çıkardığımı iddia etmi...