Tekrar yeni bir bölümde buluştuğumuz için çok heyecanlıyım♥
Twitter'dan paylaşıyorum ama burada bilmeyenler olması ihtimaline karşılık size de yazmak istedim, hikayenin ilk bölümlerini yavaş yavaş düzenliyorum ama hikayenin şu andaki yazım hızını değiştirecek şekilde değil.
Düzenlemelerim bittiğinde de tüm bölümleri güncelleyeceğim. Hatta ilk bölüm biraz değişti belki fark edenler olur :')
Bu bölümde de hikayemizin bir diğer kahramanı olan Arden'in gözünden okuyoruz bir şeyleri.
İyi okumalar♥
-
Kızlarla Çağatay'ı yalnız bırakma fikri her ne kadar içime sinmese de bu olmak zorundaydı. Çağatay henüz bir şeyleri anlatacak kadar kafasını toparlayamıyordu. Bu da işime gelirdi. Arabayı çalıştırdıktan sonra yola koyulurken navigasyona konumu girdim.
Yol devam ederken durumu açıklayabileceğim farklı senaryoları kafamda çeviriyordum. O sırada telefonum çaldı ve dikkatim oraya çekildi.
Tarka arıyor...
Hızla telefonu yanıtlayıp hoparlöre aldım.
"Alo." dedim ve cevap bekledim.
"Nasılsın Arden? Neler yaptın? Her şey yolunda mı?" dedi Tarka ve sesi bıkkın geliyordu. Artık böylesine 'sanat, sepet' işleriyle uğraşmak onu boğsa da bir şekilde buradan kazandığı para ile geçiniyordu.
"Yolunda Tarka Bey. Hatta şimdi Gülhilal Hanım'a gidiyorum. Yoldayım."
"Tamam tamam, heykel? O iş n'oldu?" dedi sohbetin hiç gelmesini istemediğim kısmına giriş yapmak için o acele ederken.
"İyi. Yani bu kez bir resim değil de heykel olduğu için fazla korkutucu olabiliyor ama hala kontrol edilebilir durumda."
"Iyi. Kontrol et o zaman. Ne zaman götürüyoruz?"
"En kısa zamanda."
"Kendisiyle alakalı bir şeyleri algılayabiliyor mu? Yalnız konuştun mu?"
"Hayır ama adını söyledi. Çağatay dedi ve gemileri, denizi hatırladı."
"Iyi, iyi. Yüzümü kara çıkarma." dedi ve bir anda, hiçbir şey demeden kapattı telefonu.
Navigasyonun söylediğine göre de son beş dakikalık yolum vardı. Son kez kafamdaki farklı senaryoları dolandırdıktan sonra kafamda her şeyi toparladım.
3 Ay Önce
"Bakın, bu çok riskli bir durum. Bunun bir geri dönüşü de olmayacak. Ve herhangi bir şeyi hatırlayıp hatırlamayacağını da garanti etmiyoruz. Biz sadece deneyebiliriz." dedim Gülhilal Hanım'ın mavi ve yaşlı gözlerine bakarken.
"Ben hep onu bekledim. Yıllarca... bir o kadar daha beklerim, sorun değil. Ama onu özledim. Onunla veda bile edemedim. Bir vedayı hak ediyorum. Onu çok sevdim. Onun üniformalarının eve geldiği gün içimde bir şey kırıldı. O parçaları tekrar birleştirmek için ona son kez sarılmam gerekli. Ondan özür dilemem gerekli.
Evden çıktığı son gün kavga ettik. Sonra hemen barıştık ama yine de aramız çok iyi değildi. Çok iyi olmadan da öldü. Beni böyle hatırlayarak ölmesi beni kırıyor. Ben paramparça yaşadım bunca yıl ve şimdi arkadaşımın kocasının bir resimde yaşadığını öğrenince...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heykeltıraş
Mystery / Thriller[TAMAMLANDI][DÜZENLENİYOR] Yaratmak, karanlığın en derin köşelerinde gizlenen bir kalıptır. Hangi karanlık düşüncelerle yoğrulduğuna bağlı olarak, insan ruhunda derin izler bırakabilir. Bu sebeple, ben sadece bir şeyler ortaya çıkardığımı iddia etmi...