5 - Heykel

141 32 37
                                    

Merhabalar! Sonunda o bölüm geldi çattı. Heykelimizin ağzından okuyacağımız ilk bölümümüz. Duygusal ve bir o kadar da heyecan verici olduğunu düşündüğüm bir bölüm oldu.

Umarım okurken siz de benim yazarken etkilendiğim kadar etkilenirsiniz.

İyi okumalar♥

-

Ruhum, bedenim, varlığım ve yokluğum. Olduğum her şey ve olamadığım, aklımda kalanlar. Ben kimim, neredeyim ve nereden geldim? Kendimde miyim? Daha da önemlisi kendim miyim?

Sorular, sorgular, beynimde sadece bunlar var. Her şeyi merak ediyorum ve neyi merak ettiğimi bile bilmiyorum. Kimim ben? Neden buradayım? Bir amacım var mı? Yoksa sadece burada mıyım?

Tenimin sertliği, hissettiğim şiddetli darbedeler hepsi varoluşumun birer sancısı mı yoksa gerçek gerçeklik bu mu?

Gözlerimi açmak... gözlerimi açabildiğimi nereden biliyorum? Gözler açılır mı ki? Nasıl açılır? Gözlerini açtığında ne yapar ki biri?

Görmek... bunun yanı sıra duymak, koklamak.

Bu koku nereden geliyor?

Okyanus esintisi gibi ama ben okyanus esintisindeki kokuyu nereden bilebilirim? Belki de içgüdüsel...

Bilmek nedir? Şu an her yerimin acıdığını bilmem gibi bir şey mi yoksa zaten hep var olduğunu bildiğim bir şey mi?

Vücuduma değen bu sivri ve can acıtıcı şeyler ne olabilirdi ki? Canımın acıması normal mi? Peki can acıması nedir?

Hayır, hayır bu hisler... ben neler hissediyorum böyle? Ayaklarım hareketleniyor. Hareket etmek. Gözlerini açmak ve görmek bir yana, bağlı olduğun yerden kendi iradenle ayrılabilmek. Ben hareket edebiliyor muyum?

Gözlerim henüz kapalı ama koklayabiliyorum ve içten içe biliyorum ki bu kokuyu sonsuza dek unutmayacağım. Okyanus gibi bir koku.

Tenimde hissettiğim parmaklar sanki güneş gibi sıcak. Güneşi de biliyor muyum ben? Güneşi bu kadar iyi biliyorsam, sıcaklığını ve ısıttığını o halde ben sandığımdan daha fazlasını biliyorum.

Garip anılar geliyor aklıma. Bir gemi ve güvertesinde ben. Elimde bir fotoğraf var. Düşündükçe ne çok şey bildiğimi fark ediyorum. Düşünebilmek de ne büyük bir lütuf. Hatırladığım hatıralarımda insanların düşünmeden yaptıkları canlanıyor zihnimde.

Çok net hatıralarım var demek anlamına geliyor bu. İnsanları bile tanıdığım hatıralar. Tekrar düşündüğümde elimdeki fotoğraf canlanıyor tekrar gözümde. Güzel bir şey görüyorum. Bir kadın ve gerçekten çok güzel. Onu gördükçe aklımda hayatımın aşkı kavramı beliriyor.

Sonra kapı kapanma sesi duyuyorum. Neredeyim? Beni unuttunuz. Kapılar üstüme kapandı tekrar. Evet tekrar çünkü daha önce de bu sıkışma hissini hatırlıyorum.

Gözlerim... sonunda gerçekten açılıyor. Aydınlık bir odadayım. Güneş yakıyor içeriyi. Yerimden kalkmanın beni nasıl zorladığını ayaklanmaya çalışırken fark ettim. Birkaç gündür tenime batırılan, vurulan, sürtülen o sert şeylerden sonra vücudum yorgun düşmüş olmalıydı.

Bu nasıl bir ceza, bu nasıl bir işkenceydi? Günlerce hatta belki de haftalarca süren bu işkencenin sonunda nasıl oldu da hayatta kalabildim? Beni neden öldürmediler?

Bir anda başıma giren ağrıyla tekrar geçmişimden yırtılıp gelen anıları gördüm. Güvertedeki diğer insanları. Tek tip üniformalı ve kalabalık insanları. Sanki hepsini tanıyorum ama şu an aklıma gelmiyorlar.

HeykeltıraşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin