[DİKKAT❗️Acemi ve yabancı olduğum için yazım yanlışlarım fazla ve yazım dilim tam gelişmiş değil, ama bölümler ilerledikçe düzeliyor, böyle durumlardan rahatsız olacaksanız okumamanızı tavsiye ederim.]
Dikkat❗️giriş bölümü üçüncü kişi tarafından yazılmıştır,diğer bölümleri esas kızın anlatımından okuyacağız, umarım sıkıcı olmaz ama sıkılsanız bile girişi sona kadar okumanızı tavsiye ederim🫶
Sadece bana iyi geldiği için, belkide tek kaçış yolum bu olduğu için yazıyorum, (doğrularım ve hatalarımla) iyi ve ya kötü farketmez, saygı çerçevesinde fikirlerinizi belirte bilirsiniz, sevmeye bilirsiniz, bir sahne aklınıza başka bir sahne getirebilir ki bu çok normal tüm kitaplarda yaşanıyordur, okuyup geçin işte, çok takılmayın ve bana iyi gelen tek umut ışığımı söndürmeyeceğinizi umuyorum.
Büyük bir beklentiyle başlamayın, özellikle ilk bölümler sinirlerinizi bile bozabilir sjsjhd ama ilerlerikçe seversiniz diye umuyorum🫀
Söylediğim gibi, ben öylesine (beklentim olmadan) yazdım, sizde öylesine (beklentiniz olmadan) okuyun, umarım yazdığım zaman bana iyi geldiği kadar okuduğunuz zaman size de iyi gelir🌸
Başlama tarihinizi buraya alalım :,)
Ve kitap ile nerede tanışdığınızı da :)
Keyifli okumalar dilerimmm🥰
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3
Tanıtım videosunu buraya bırakıyorum
Size bir sır vereyim, arkadaki görseller spoiler olabilir🤫
~Giriş~
'Ateşin gölgesini kaybettiği gibi, umut ışığını kaybeden herkese...'
Yaralar iyileşir, izler gider, bazı anılar silinirdi, ancak zamanın unutturamayacağı şeyler vardı. Yaşanmışlıklar gibi veya yaşanmamış, hatta yaşanma ihtimali dahi olmayan hayaller gibi.
Tarih tekrarlanıyordu; gözleri bir kez daha kapıya çevrilmiş, bekleyiş içindeydi. Fakat artık o gözler, umutsuzluğun karanlığında parıltısını birçok kez kaybetmişti.
"Yine"diye mırıldandı, sadece kendinin duyabileceği,aynı zamanda tüm vücudunu saran hüzünlü bir tonla. "Yine yalnız bıraktınız beni."
Anlamsız bekleyişte olan yaramaz gözlerini kapıdan çekerek aşağı yönlendirdiği sırada olanlara hiç de yabancı değildi.
Ne zaman yanında olmuşlardı ki?
Ne zaman bir kızları olduğunu unutmamışlardı?
Yaşamının en güzel ve değerli anlarında yoklardı. Her zaman olmadıkları gibi.
O yüzden güzel günlere küsmüştü Hayat, değil mi?O yüzden tüm günleri sıradanlaştırmıştı.
Doğum günlerini kutlamaz, hiçbir davete gitmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGELERİN KAÇIŞI
Teen FictionSon yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuniyet, gözlerini daha da büyütüyor, gülüşü dudaklarını aşmaya çalışıyordu. "Cana can!" Sesi sert, anc...