"Sanki bizim beraberliğimiz tüm düzeni bozuyordu, sanki biz beraber olduğumuzda; domino taşları birer birer yıkılıyordu. Bizim beraber olmamız yasaktı."
24. BÖLÜM: "ANNEN GİBİ..."
Nereden nereye getirmişti hayat bizi? Beyaz hastane duvarlarından alıp, beyaz karakol duvarlarına sürüklemişti... Ellerim hiç olmadığı kadar titriyor, bedenim dizlerime ağır geliyordu. Oturduğum yerden usulca kalktım ve karşımda duran polis masasına ilerledim.
"B-Barlas'ı görebilir miyim?"
Karşımdaki polisin bakışları bana dönerken anlayışla başını salladı.
"Çok kısa olmak şartıyla görebilirsiniz."
Hızla kafamı sallayıp, önümden yürüyen polisin arkasından ilerledim. Nezarethanenin önüne geldiğimizde derin bir nefes aldım. Kapıdan girdiğimizde, sıra sıra nezarethaneden bakışlarım Barlas'ı arıyordu. Sonunda gözlerim onun koyu yeşillerini buldu. Her zamankinden daha koyu yeşillerini... Gözleri beni bulduğunda hızla ayağa kalktı ve demirliklere yaklaştı. Ellerini önündeki demirliklere koyup bana baktığında, bende ona daha fazla yaklaşıp ellerimi usulca Barlas'ın ellerinin üstüne koydum. Barlas buruk bir gülümsemeyle gözlerime bakarken bakışlarım ellerini sarmış sargı bezlerini buldu.
"İyi misin?"
Barlas gülümseyerek kafasını salladı.
"İyiyim, şimdi çok iyiyim."
"Seni buradan çıkartacağız Barlas. Batuhan'ı aradım yolda geliyor... Polisler Uraz'ın ifadesi olmadan bir şey yapamayacağımızı söyledi. Birazdan hastaneye Uraz'ın yanına gideceğiz-"
"Hayır Adel! Asla! Uraz'ın yanına falan gitmeyeceksiniz."
Barlas ellerini çekip bağırdığında bende onun gibi sesimi yükseltmiştim.
"Ne istiyorsun Barlas! Burada kalmak mı? Sabahtan beri buradasın! Ne istiyorsun ne?!"
"Güvende olmanı! İyi olmanı!"
Kafamı iki yana sallayarak bir adım geriye gittim.
"Başa döndük demek... Yine kafanda sensiz iyi olacağıma inanmaya başlıyorsun! Ama hayır yanılıyorsun. Seni buradan çıkartmadan durmayacağım Barlas."
Barlas'ın cevap vermesine izin vermeden hızla oradan ayrıldım. Kapıdan çıktığımda, çıktığım kapıya yaslanarak derin bir nefes aldım. 'Başaracaksın Adel...' Telefonum çaldığında gözlerim çalan telefonumu buldu. Arayan Batuhan'dı.
"Alo?"
"Adel! Neredesin?"
"Kapıya çıkıyorum Batu. Beni orada bekle olur mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİRİUS
General Fiction"Ben Adel Rana Arın, bugün düştüğüm yerden kalkacaktım. Yaralarımın üstüne, basa basa kalkacaktım. Acımayan yara iyileşmezdi." Bu hayata defalarca yenilen, yenildikçe savaşan iki aşık. Bu savaşın galibini öğrenmek için kitabıma davetlisiniz. Bu sav...