✨SÜRPRİZ KESİT✨
________________________________"Görkem! Ablacığım, gelin hadi gideceğiz!"
Görkem'in bakışları sesimle olduğum tarafa dönerken oturduğum banktan usulca ayaklandım. Parka geleli neredeyse bir saat olmuştu ve Görkem Güneş'le oynamaya bir türlü doyamamıştı! Görkem başını salladığında salıncakta salladığı Güneş'i kucaklayıp başında yeni yeni kendini belli eden sarı saçlarına dudaklarını bastırdı. Dudaklarımda beliren şefkat dolu gülümseme, ikisine de kocaman sarılma isteğiyle dolup taşırdı kalbimi. Yanıma ulaştıklarında Güneş'in bedenini kucaklayarak alnındaki bandanayı düzelttim hafifçe.
"Artık gitmemiz gerek güzelim. Yine geliriz olur mu? Biraz daha gitmezsek baban seni kaçırdığımı düşünecek!"
Güneş'in minik ağzından keyifli bir kıkırtı çıkarken dudaklarımı yanaklarıyla buluşturdum ve koklayarak öptüm güzel yanaklarını. Güneş'in günden güne büyüyor oluşu kalbimi ısıtıyordu. Elimde büyüyordu sarı papatya! Neredeyse iki yaşına gelmek üzereydi ve bana hala bir kaç aylık bebekmiş gibi geliyordu. Ah! hala olmak çok zordu!Güneş'i bebek arabasına dikkatlice oturtturmamın ardından bebek arabasının arkasındaki yerimi aldım.
"Abla Batuhan abi arıyor."
Görkem ona verdiğim telefonumu uzatırken gülümseyerek telefonu elinden alıp kulağıma götürdüm.
"Maviş! Nerdesiniz?"
"Yedim kızını Batuş, yedim! Bekleme bizi."
Batu hafifçe güldüğünde benimde dudaklarımdaki gülümseme genişlemişti. Kızını gerçekten yediğime inanacak kadar ruh hastası bir baba olmuştu! Batuhan'ın dostluğundan sonra babalığına da şahit olmuştum. Her halükarda harika bir insandı...
"Hadi çok konuşma da kızımı getir bana! Özledim Güneş'imi ya, hasret kaldım kızıma!"
Görmese de abartıyla göz devirerek nefesimi dışarıya verdim. Batu ve abartmaları! Öyle bir ses tonuyla anlatıyordu ki sanki senelerdir kızından ayrı kalmış bir baba gibi hasretle eriyordu karşımda.
"Batu alt tarafı bir saat oldu. Bekle geliyoruz şimdi."
"Tamam güzelim. Birde gelirken Vişne reçeli alır mısın?"
Anlamsızca kaşlarımı çattım. Vişne reçeli?
"Neden? Hayırdır?"
"Bahar'ın canı çekti. Alıver be indirme beni aşağı."
Başımı salladım hızla. Sanki görecekti!
"İyi tamam da daha iki aylık bile değil bebeği. ne çabuk aşermeye başladı bu kız?"
"Görümcelik yapma kız! Canı çekmiş benim fetüsümün al işte gelirken iki kavanoz."
Gülümsedim.
"Fetüs?"
"Tabii fetüs kızım daha nohut kadar benim fetüsüm! Neyse çok konuşma da gel."
"İyi geliyorum!"
Telelfonu kapattığımda gülümseyerek Görkem'e döndüm.
"Ablacığım sen marketten iki kavanoz vişne reçeli alıp eve gelir misin? Market terste kaşıyor şimdi."
Görkem başını salladı. Büyüdükçe daha da yakışıklı oluyordu! Çok canlar yakacaktı benim yakışıklım.
"Bahar ablanın canı çekmiş değil mi?"
Başımı salladığımda gülümseyerek ellerini ceketinin cebine koydu.
"Siz gidin o zaman gelirim ben."
Başımı sallayarak bebek arabasını ittirmeye başladım. Güneş'in düzenli nefes alışverişlerinden uyuduğunu anlamam çok zor olmamıştı. Dudaklarımdan ayrılmayan gülümsemeyle alıştığım eve giden, boş sokaklarda önümdeki bebek arabasını ittirerek ilerlemeyi sürdürdüm.
_____________________________SÜRPRİZ! Size küçük bit sürpriz yapmak istedim. Sirius'un ikinci kitabının devamı buradan yayınlanmaya devam edecek... Yaklaşık bir, bir buçuk ay sonrasında ikinci kitabın başlayacağını düşünüyorum. Sonunda onlarla kavuşacağız! Bu kesiti yazmak bile oldukça heyecanlanmama yol açtı emin olabilirsiniz en az sizin kadar bende çok heyecanlıyım... Öyle Özlem'le yazdım ki bu ufacık kesiti! Umarım sizde benim kadar özlemişsinizdir onları ve yine Umarım ilk kitap kadar ikinci kitaptan da keyif alırız! Sizi seviyorum benim parlak yıldızlarım! İyiki varsınız... Görüşmek üzere, hoşça kalın! 💫💛
TikTok: Petrichor0_1
İnstagram: peteichor_0
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİRİUS
General Fiction"Ben Adel Rana Arın, bugün düştüğüm yerden kalkacaktım. Yaralarımın üstüne, basa basa kalkacaktım. Acımayan yara iyileşmezdi." Bu hayata defalarca yenilen, yenildikçe savaşan iki aşık. Bu savaşın galibini öğrenmek için kitabıma davetlisiniz. Bu sav...