KAYIP GEZEGEN 2. BÖLÜM: ACI EŞİĞİ

2.8K 137 78
                                    

"Herkesin bir acı eşiği olduğuna inanıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Herkesin bir acı eşiği olduğuna inanıyordum. Gökyüzünden düşen yağmur damlası bile bir insanın acısı olabilirdi. Kökünden kopartılan çiçek için bile yas tutabilirdi bir başka insan. Ya da canından can kopartılan bir insan gıkını bile çıkartmadan seyredebilirdi canından kopartılan canı."

KAYIP GEZEGEN 2. BÖLÜM: ACI EŞİĞİ

Hepimizin hayalleri vardı. Belki beklentileri belki de umutları... Ama herkesin vardı bu hayattan istedikleri. Belki de gökteki yıldızlardan medet umuyordunuz kurduğunuz hayaller için. Belki topraktan yeşeren dört yapraklı bir yonca bulma ümidiyle elinizi toprağın içinde gezdiriyordunuz. Hatta çoğunuz yaş günlerinizde pastalarınızın üzerinde yanan bir kaç muma bağlamıştınız ümitlerinizi. Yalnızca bir mum olduğunu o anlık unutuyordunuz ve bir kaç dakikada eriyip gidecek birkaç mumdan hayatınızı değiştireceğinizi umuyordunuz. Ne çaresizlik ama! Ya ben ne yapıyordum şimdi? Gecenin üçünde, bahçede ıslak toprağın üzerinde izlediğim gökyüzünden ne olmasını bekliyordum? Bir yıldız kaysa ne dilerdim şimdi? Barlas'ı bulmayı mı yoksa kalbimi bulmayı mı? Yoksa ikisi de aynı şey miydi? Belki de... Ne çok belki de demiştim böyle! Her cümlenin, her hayalin, her umudun bir belkisi vardı gözümde. Kesinlik yoktu belkiler vardı. Hayatta netlikler yoktu belkiler vardı ve artık hayal kurarken bile dudaklarımdan bir belki dökülüveriyordu. Gözlerim gökyüzündeyken o an bir yıldız gökyüzüne veda etti. Bir yıldız kaydı gitti gökyüzünden. Bir yıldızın cenazesine şahitlik ettiğim o dakika gözlerim umutla kapandı. Sevgili yıldız,  Senin nasıl bir hikayen var bilmiyorum belki de istemeden kayıp gittin ait olduğun yerden, belki de sende veda ettin sevdiklerine, sende veda ettin sonsuz gökyüzüne. Sen beni anlarsın. Onu geri istiyorum... Yalnızca bunu istiyorum senden. Kayıp gitmiş bir yıldızdan gökyüzünde yeni bir yıldız parlatmasını diliyorum...

Bir süre daha gökyüzünü izledikten sonra üşümeye başlayan bedenime kollarımı sararak bahçeden ayrıldım. Kapıdan eve adımımı attığım an vücuduma yayılan sıcak havayla kollarım bedenimden ayrıldı. Kapıyı ardımdan kapatarak ayaklarımın ucunda miyavlayan gri tüylerini bacaklarıma sürten kedimi kucağıma aldım. Sizi tanıştırmayı unuttum! Sirius... Benim gri tüylü minik kedim. henüz yedi aydır benimle birlikte. onu eski binamızın içinde bir köşede titrerken buldum. Öyle korkmuştu ki... Terk edilmişti besbelli. o da bırakılmıştı. Korkuyordu... Kucağıma aldığım gibi götürmüştüm o gün onu. O günden bu yana yaralarıma ortak olmuştu. Kucağımda miyavlamayı sürdürürken gülümseyerek dudaklarımı Sirius'un minik başına bastırdım. Sirius'u yatağımın üzerine bırakarak dolabımdan çıkarttığım mavi pijama takımımı hızla üzerime giyerek saçlarımı gelişi güzel bir topuz yaptım. Artık uyumaya hazırdım. Yorganı kaldırarak içine girdiğimde hemen baş ucumda Sirius yastığıma ortak olmuştu. Bir kez daha Sirius'un başına sevgi dolu birkaç öpücük bıraktığımda gözlerim yorgunlukla kapanmış zihnim karanlığa kısa sürede kavuşuvermişti...

***
Telefonun ısrarcı melodisiyle gözlerimi açtığımda hızla komodinin üzerindeki telefonumu alarak ekranda yazan isme döndüm. Arayan Batuhan'dı. Hızla telefonu kulağıma götürdüm.

SİRİUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin