"Mavi gözlerim ne denizler kadar özgür ne bulutlar kadar sonsuzdu. Benim gözlerimin mavisi fanusun içinde tutsak edilmiş bir süs balığının mavisiydi."
KAYIP GEZEGEN 5. BÖLÜM: OPERASYON
Kasım'ın son günüydü. Hava biraz ılıktı, rüzgar tenime hafifçe değip geçiyordu usulca. Bugün hava yağmurlu değildi. Bugün son baharın bir ilk bahar tadı vardı. Bugün Kasım ilk bahar olmaya heveslenmişti. Unuttuğu bir şey vardı, her şey kendi zamanına aitti. İlk baharda yapraklar sararamazdı. Son baharda ağaçlar çiçek açamazdı. Güneş gökyüzünü kucaklarken yıldızlar parlayamazdı. Her şeyin bir zamanı, bir vakti vardı. Ve artık benim vaktimdi. Artık bizim vaktimizdi. Mutluluk kapımı çalmıyorsa ben mutluluğun kapısını çalacaktım. Umutsuzluk kapımda bekliyorsa bir kilit daha vuracaktım kapıma, gerekirse duvar örecektim. Gözlerimi önümdeki bardağın üzerinden yükselen dumanla buluşturdum. Vaktinden önce dayanamayıp Elif'le buluşacağımız kafeye gelmiştim. Sipariş ettiğim yeşil çayın kokusu burnuma ulaşırken huzurla gülümsedim. Ne garip, bunca huzursuzluğun, belirsizliğin arasında huzurla gülümsemek... Ne zor, ne imkansız geliyordu kulağa...
"Adel!"
Elif'in uzaktan gelen sesiyle gözlerimi hafifçe yanıma çevirdim. Kocaman gülümsemesiyle masaya ulaştığında ondan aldığım pozitif enerjiyle dudaklarım iki yana kıvrıldı. Ayağa kalkarak kollarımı Elif'in bedenine doladım.
"Çok beklettim mi?"
Elif'in sorusuyla bedeninden ayrılırken başımı iki yana sallayarak yeniden yerime oturdum
"Hayır hayır bekletmedin. Ben erken geldim sadece..."
Elif başını sallarken karşımdaki sandalyeye bedenini bırakmıştı.
"Umarım bir sorun yoktur. İyisin değil mi?"
Elimdeki yeşil çayı dudaklarımla buluşturduktan hemen sonra dudaklarımı araladım.
"İyiyim... Bir sorun yok. Sadece bir konuda yardımına-"
Yanımızda beliren garsonla geriye kalan kelimelerimi yutmuştum.
"Hoş geldiniz, ne alırdınız?"
"Ben bir latte alayım."
Garson elindeki kağıda Elif'in verdiği siparişi yazarak yanımızdan uzaklaştığında yeniden birbirimize döndük.
"Evet canım bir şey söylüyordun?"
Başımı salladım.
"Elif ben... Şey senden çok önemli bir şey isteyeceğim. İnan benim için hayat memat meselesi. Ama eğer yapmazsan da-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİRİUS
General Fiction"Ben Adel Rana Arın, bugün düştüğüm yerden kalkacaktım. Yaralarımın üstüne, basa basa kalkacaktım. Acımayan yara iyileşmezdi." Bu hayata defalarca yenilen, yenildikçe savaşan iki aşık. Bu savaşın galibini öğrenmek için kitabıma davetlisiniz. Bu sav...