•••Gözlerimi araladığım da yatakta olduğumu fark ettim. Dün gece arabada uyuya kaldığım için Taehyung getirmiş olmalıydı. Gözlerimi bir kaç kere kırpıştırıp etrafa baktığım da Taehyung'u odanın içinde görememiştim ve bu benim telaşlanmamama neden olmuştu. Yataktan yavaşça kalktığım da üzerim de pijamalarımın olduğunu fark etmiştim.şaşırmıştım. Çünkü uykum o kadar derinleşmiş ki üstümün ne zaman değiştiğini hatırlamıyordum.
Ayaklarımı sürüye sürüye odadan çıktığım da adımlarım direk merdivene gitmişti. Merdivenlerden inmeye başladığım da aşağıdan sesler geldiğini farkettim. Fakat hâlâ o kadar
uykuluydum ki konuşmaları anlayamıyordum.Merdivenden indiğimde zaten hemen salonla karşılaşmıştım. Taehyung ayakta elleri cebindeyken koltukta bana arkası dönük üç adamla konuşuyordu.
"Öldürdün mü adamı?" Konuşmaya o kadar dalmışlardı ki beni fark etmiyorlardı bile.Zaten Kelimeler bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu.
"Daha vaktim olmadı. Bugün bakıcam." Taehyung'un kalın sesini duyduğumda merdivenin başında dikilmeye son vererek ona doğru yürümeye başladım. Çıplak ayaklarımın parkede çıkardığı sesle Taehyung'un bakışları bana dönmüştü. Onu gördüğüm de için rahatlamıştı.
Paytak adımlarla yanına vardığımda diğerleri de susmuş ve ortamın sessiz kalmasına izin vermişlerdi. Gözlerimden hâlâ uyku akıyordu.
Taehyung da aramız da kalan çok az bir mesafeyi kapatarak dibine vardığında, uzun boyu yüzünden başımı kaldırmak zorunda kalmıştım. Bir elini kaldırdığın da merakla ne yapacağını izliyordum. Hatta tek başıma izlemiyordum onu, diğerleri de dikkatli izliyordu.
Taehyung'un eli, kuş yuvasına döndüğünü tahmin ettiğim saçlarıma yaklaştığında dilimle dudaklarımı ıslatmıştım. Parmak uçlarıyla alnıma dağınıkça dökülen saçlara dokunduğunda gözleri, daha demin ıslattığım dudaklarıma kaymıştı. Alnıma dökülen saçlarımı geriye doğru taradığın da açılan alnımı uzun bir şekilde öptü. Huzurla gözlerim kapanırken ellerim de, üstüne giymiş olduğu tişörtün uçlarını tutmuştu.
Saçlarımda ki ellerini oradan uzaklaştırarak yanağıma geldiğin de baş parmağı ile okşadı. Gözlerimi hafifçe araladığım da sanki kimse burada yokmuş gibi dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı.
"İyi uyudun mu?" Fısıltıya benzer sorusuna başımı sallayarak onay verdim. Yavaş yavaş kendime gelirken koltuktakilerin tamamen farkına vardım ve onlara dönüp selamlaştım. Taehyung beni koltuğa oturmam icin belimden baskı verip yönlendirirken takip ettim onu. Ben oturduktan sonra yanıma oturmuştu.
"Jeongguk,iyi misin? Bir yerinde bir şey yok değil mi?" Jin hyungun meraklı gelen sesiyle cevap verdim hemen. "İyiyim bir şeyim yok. Sadece biraz kalçam acıyor." Hepsinin bakışları bendeyken şokla açıldılar. Neden bu kadar şaşırdıklarını anlamamıştım. Neyim olduğunu sormuştu, bende normal bir cevap vermiştim oysaki.
Bendeki bakışlar yavaşça Taehyung'a dönerken ilk konuşan Yoongi hyung oldu. "İnanamıyorum sana Taehyung." Şaşkınlık ve alayla söylediği şeye Taehyung gözlerini devirmişti. Ben tabii hâlâ anlamadığım için saf saf onları dinliyordum.
"Düşündüğün gibi değil gerizekalı. Dün ki kafede düştü." Taehyung açıklama yaptığında bende başımı onaylar anlamda salladım.Dünkü olanlar tekrar bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçmişti. Hâla içimde bir korku vardı. Neden olduğunu bende bilmiyordum. Belki dün çok korktuğum için olmalıydı.
"Acıktın mı?" Tekrar Taehyung'un sesini duyduğumda sorduğu soruya kısaca "evet" dedim. O da hemen bir şeyler hazırlanması için mutfaktaki görevliyi çağırıp söylemişti zaten. Kahvaltı hazır olduğun da hyunglar ve ben mutfağa gitmiştik fakat Taehyung gelmemişti. Tekrar salona dönüp onu çağırmak için yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Broken soul - Taekook
FanfictionJeongguk,üvey babası ile yalnız kalmamak için evden kaçarken bir sokaktan ses duymasıyla merakından oraya gider. Fakat hiç görmediği silahlı adamın hayattını tamamen değiştireceğinden habersizdi. Küçüklüğünden beri alamadığı sevgiyi;herkesin,yanınd...