Kabarcıklar

20 3 11
                                    

Pelerinlerinmizin kapüşonunu yüzlerimizi gizlemek için sonuna kadar çekmiştik. Gezeceğimiz yerler ana caddelerin üzerinde bulunduğu için imparatorluğun karanlık yüzünü o kadar da göremiyorduk. Ara caddelerde açlık ve hastalıkla kıvrılmış halka kıyasla buradaki insanların durumu biraz daha iyiydi. Hayatı hareketli görmek üzerimizde daha sakin bir etki bırakmasını sağlamıştı. 

Kont bir terzi dükkanının önünde atından indi. Kont Salvador'a kıyasla halkın durumunun çok daha farkında gibiydi. Eli ile beni ve Aiber'i çağırdı. Aren bizimle gelmek yerine atların başında bekleyecekti. Cam vitrininde tek model elbiseler, takım elbiseleri ve birkaç hasır şapka vardı. Kapısındaki ince tül perdeyi elimle kenara çekip içeriye girdim. Ardımdan aynı şekilde Aiber'de gelmişti. Terzi dikiş makinesinin önünde elindeki paçavraları dikiyordu. Kısa boydu, tombul bir adamdı. İşine odaklandığı için ağzını sanki bir şey çiğner gibi şapırdatıyordu. İçeriye girdiğimizi fark edince hızlıca elindeki işi bırakıp yakın gözlüğünü çıkarttı. Ellerini çırpıp hızlı adımlarla bizim önümüzde duran kontun yanına geldi. 

"Hoş geldiniz!" dedi peltek bir şekilde. Gülümseyerek kontun elini sıktı. Kont da adamın samimiyetini yadırgamadan hızlıca uyum sağladı ve birbirlerini daha önce hiç görmeseler bile oldukça kaliteli bir iletişim kuruyorlardı. Terzi orta yaşlı görünüşünün yanında oldukça tombul yanaklara da sahipti. Ön dişlerinden birisi yoktu ama tatlı bir amcaya benziyordu. 

"Ne aramıştınız?" dedi, r'leri söyleyemeden. Kont dükkanın içinde biraz göz gezdirdi ve eli ile arkasında duran Aiber'i ve beni işaret etti. O esnada Aiber hiçbir şey anlamadan odanın içine bakınıyordu. "Arkamda duran genç adam için gömlek diktireceğiz. Ama normal bir şey değil." O sırada ne yapmaya çalıştığını anlamış gibi kafamı sallamıştım. Duvarda duran birbirinden farklı renkteki iplikleri inceleyen Aiber'in yanına gittim. Elim ile eğilmesini işaret ettim. Kulağına doğru konuştum.

"Beni dinle Aiber, bu dükkandan çıkana kadar sakın kanatlarını kımıldatma. Oldukları şekilde dursunlar. Tamam mı?" Kafasını olumlu anlamda salladı. 

"O halde genç adamın nasıl bir şey istediğini öğrenebilir miyim?"

"O bir tiyatro oyuncusu." dedi kont hızlıca. "Saray halkına gösterilecek olan oyun için bir melek kılığına girdi. Yine aynı şekilde kız da."

"Vay vay vay" dedi şaşırmış gibi. "Sorması ayıp, nasıl bir gösteridir bu?"

"Genç bir köylü kızının meleği kurtarmasıyla ilgili." dedim hızlıca. Yaşanan şeyleri sanki bir yalanmış gibi adama satıyordum ve gülüşümü durdurmak için dudaklarımı ısırmak zarında kaldım. 

"Kont da yalanı devam ettirmek için kafasını salladı. "Gösteri için devasa melek kanatları diktirdik ve arkadaşın sırtına yapıştırdık. Bir de saçlarını beyaz boya ile boyadık ki anlaşılmasın. Ama kanatlar yüzünden gömlek giyemiyor. Ona göre bir şey dikerseniz eğer size istediğiniz kadar para verebiliriz." Terzi eli ile çenesini kaşıdı ve biraz homurdandı. "Şey, nasıl bir şey dikmem gerektiğini öğrenmem lazım, ve genç adamın ölçülerine de ihtiyacım var. Rica etsem pelerinlerini çıkartırlar mı acaba?

"Aiber, pelerinini çıkartır mısın lütfen." Aiber dediğimi ikiletmeden siyah pelerinin önündeki düğümü çözdü ve pelerini çıkarttı. Üzerinde sadece ona handa verilen siyah kumaş pantolon vardı. Vücudu ilk karşılaşmamıza kıyasla oldukça iyiydi ve kasları daha belirgin duruyordu. Dediğim gibi kanatlarını kımıldatmıyordu. Terzi eline ufak bir not defteri ve mezurasını aldı. Aiber'in yanına gitti ve sırasıyla omzunu, belini, kol uzunluğu gibi şeylerin ölçülerini aldı ve hepsini not etti. Sonra Aiber sırtını döndü ve adam gerçekten etkilenmiş bir şekilde Aiber'in kanatlarını inceledi. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 26, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kayıp YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin