Uyandığımda her yerim ağrıyordu ve çok halsizdim. Yatağımdan zar zor kalktım. Bir anda kalkınca başım döndü ve tökezledim. Biraz hastaydım sanırım. Çok üstünde durmadım ve odamdan çıkıp mutfağa girdim.
Onlara olan minnettarlığını göstermek için biraz bile olsa yardımcı olmak istiyorum. O yüzden onlara kahvaltıda pankek yapma kararı aldım. Mutfak dolaplarını karıştırdım ve ihtiyacım olan malzemeleri çıkardım ve yavaş yavaş pankeki hazırladım. Karışımı hazırladıktan sonra ısıttığım tavaya biraz karışımdan döktüm. Biraz bekledikten sonra ters çevirdim. Piştiklerinde temiz bir tabağın üzerine koydum.
Bunu birkaç defa yaptıktan sonra karışım bitti ve pankeklerim oldu. Pankekleri dışarıdaki masaya koydum ve içeriden çatal, tabak çıkardım. Dolaptan pankekin üzerine sürülebilecek şeyleri çıkardım. Masayı hazırladıktan sonra dolapların birinden çaydanlık çıkardım ve içine çay yaprakları ve su koyup demlenmeye bıraktım. En sonunda yapacak bir şey kalmadığında bulaşıkları bulaşık makinesine yerleştirdim. Mutfağı tertemiz yaptıktan sonra odama geri gidip üzerimi giyinip çantamı hazırladım.
Mutfağa geri giderken bir anda gözüm karadı ve yere çömeldim. Sanırım Demir eksikliğim var. Saate baktığımda Ediz'i uyandırmamın iyi olacağını düşündüğümden Ediz'in odasına yöneldim ve kapıyı tıklattım. Uyandıysa kapıyı tıklatmasan girmem ayıp olacağı için ne olur ne olmaz kapıyı tıklatıyorum. Cevap gelmeyince kapıyı açtım ve içeride yataktan düşmek üzere olan Ediz'i gördüm. Yanına yaklaştım ve birkaç kere seslendim. Duymayınca hafifçe kolunu sarstım ve gözlerini aralamasana sebep oldum. "Kahvaltı hazır. Giyinip gel." dedim ve odasından çıktım.
Mutfağa gidince Sedef hanımı gördüm. Beni görünce gülümsemesi büyüdü. "İlk defa bir oğlum bana kahvaltı hazırlardı." dedi ve benim yanaklarımı sıktı "Sen bu ikisinden daha hayırlısın oğlum." dedi ve güldü. Sedef hanım çok sevimli biriydi. Bana karşı çokta vana yakındı. Bu gidişle yakın zamanda ona anne bile diyebilirmişim gibi geliyor. Bana annemin yapmadığı anneliği yapıyor sonuçta. Gerçi ona anne dememi muhtemelen istemezdi. Çocuklarına özel olan bir hitabı benim gibi birisinin kullanması hoşuna gitmeyebilir.
"Sen sararmışsın iyi misin?" dedi Sedef hanım. "Biraz halsizim ama sorun yok." dedim. "Yok bu böyle olmayacak sen otur ben hemen ateş ölçeği getireceğim." dedi ve hızlı adımlarla odadan çıktı ve ateş ölçerle geri geldi. Ateşimi ölçtü "Ateşinde yok ama. Bence sen bugün evde kal. Hasta hasta okula gitme birde." dedi endişeyle. "Devamsızlığımın çok artmasını istemiyorum. Zaten o kadar da kötü değilim." dedim geçiştirmek için. Bugün okuldan çıkıp çalışmaya gitmem gerekiyor. Ne kadar kötü olursam olayım iki gün üst üste gitmezsem patronumla sorun yaşarım. "İçim rahat etmez ama. O zaman Ediz'e söylerim senin başından ayrılmasın." dedi. "Gerek yok gerçekten. Kimseye yük olmak istemem." dedim. Sedef hanım sinirle baktı ve omzuma vurdu ve "Ne yükü!" dedi.
O sırada içeri Ediz ardından Tarık bey girdi. "Günaydın." dedi ve masaya geçti Ediz. Tarık bey güldü ve "Günaydın." dedi ve Sedef hanımın yanağını öptü. Sedef hanım hafif kızardı. "Ya kaç yıldır evlisiniz hâlâ yeni evliler gibi cilveleşiyorsunuz yeter artık." dedi Ediz ağzı pankeklerle doluyken. "Sen önce bi ağzındakini yuttuktan sonra konuşmayı öğren sonra bize laf edersin." Dedi Tarık bey. Ardından o da masaya geçti. "Ediz sen metroyla gidersin ben Tuna oğlumu arabayla götüreceğim." dedi ve pis pis sırıttı. "Bagaja girerim ki. Beni sabah sabah metroyla gönderemezsin yemin ederim geceleri aranızda uyurum." dedi Ediz hızlı hızlı. Kıkırdadım.
"Ay aklıma gelmişken Ediz bugün Tuna'nın başından ayrılmıyorsun." dedi Sedef hanım. Hayretle Sedef hanıma baktım "Ciddi miydiniz?" dedim şaşkınca. "Evet ciddiydim. Hasta hasta okula gideceksen en azından aklımda kalma." dedi hafif sinirle. "Durumum kötü değil ki. Sadece biraz başım dönüyor ve halsizim. Sonbaharda zaten hep böyle oluyorum yani endişelenecek bir şey yok." dedim ısrarla. Ediz'in sürekli başımda olmasını istemiyorum. "Tamam, seni sıkmayacağım ama bir şey olursa hemen Ediz'i arayacağına söz ver." dedi Sedef hanım gönülsüzce. "Söz veriyorum." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışın oğlan bxb
عاطفيةSarı saçlarıyla her kızın hayallerini süslüyordu Alper. O kızlardan bile az şansı olsada sarışın oğlandan vazgeçemiyordu Tuna. Bxb