"Ateş kime diyorum ya uyansana artık. Bak eğer biraz daha uyanmazsan Güney abimi çağırırım o gelip uyandırır seni."
Güney abimin lafı geçince direk gözlerimi açmıştım. Ali abim karşımda duşmuş pis pis sırıtıyordu.
"Defol git odamdan. Uykum var hâlâ benim. Hem bugün haftasonu okul yok."
Bana göz devirip zorla yataktan kaldırdı.
"Çok konuşmada git yüzünü yıka. Kahvaltı edicez babam özellikle herkes sofrada olsun dedi."
Biraz itiştikten sonra banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Sabahları kendime gelmem zor oluyordu.
Okula gideceğim vakitlerde sabahları Güney abim kaldırır beni.
Uyanmadığımda ise banyoda soğuk suyla bir güzel uyanmamı sağlardı.En sonunda mutfağa girmiştim. Babam en başta her zaman oturduğu yerde oturuyordu. Yanına gidip sarıldım.
"Günaydın."
"Günaydın oğlum. Hadi geç sofraya da kahvaltımızı edelim. Sonra beraber dışarı çıkıp baba-oğul takılırız."
Babam söylediği şeylerle yüzümdeki gülümseme büyümüş ve hızlı hızlı başımı sallayarak onaylamıştım. Uzun zamandır vakit geçiremiyorduk zaten.
"Baba daha dünki mevzuyu konuşmadık. Ne diye kavga etti-"
Akın abim hiç geri durmadan konuya giriş yapsada babam susturmuştu.
"Karışma dedim sana Akın. Genç çocuk kanı kaynıyor. Sen onun yaşındayken seni de karakollardan hastanelerden az toplamadım. Açtırma ağzımı şimdi.
Hem kardeşinde sana benzemiş işte neyin hesabını sorucaksın. Hele ki ben burdayken kime ne hesap sormasından bahsediyorsun. Ben gereken konuşmayı yaparım. Merak etme sen."
Abim bozulsa da belli etmemeye çalışıyordu. Güney abim yarım ağız sırıtırken Ali abim de gülüyordu. Bir tek Kutay abim konudan bağımsız olayı anlamaya çalışıyordu. Ah canım abim olaylardan geri kalmıştı tabi.
"Baba-"
Akın abim tekrar konuşacakken babam elini kaldırıp durdurmuştu yine.
"Bana bak eşek sıpası büyüdün de hesap mı soruyorsun. Hesap sorulması gereken birileri varsa bunlarda sizsiniz.
Akınım kaç yaşına geldin çocuk gibi hala ateş ile uğraşıyorsun. Bak sana son uyarım hatta hepinize son uyarım kardeşinize düzgün davranın. Özellikle sen Akın en büyükleri sensin sana emanet edip gidiyorum ben. Sende böyle yaparsan kime güvenicem ben.
Ya sen Güney hadi Akın hata yapıyor sen niye uyarmıyorsun abini. Hele senin vukuatların da bambaşka. Seninle de sonra özel olarak konuşalım.
Ya sen Ali büyüdü diyorum hala yapmaz diyorum ama yok asla düzeltmiyorsun kendini.
Hayır yani yediğiniz haltlardan haberimin olmadığını felan mı sanıyorsunuz.
Bu size son uyarım kendinize çeki düzen verin kardeşsiniz siz yeri gelirse can verirsiniz birbiriniz için yeri gelirse can yakarsınız birbiriniz için.
Sizin sizden başka kimseniz yok.
Ateş oğlum git üzerini değiştir. "
Babamın konuşmasından sonra masada çıt çıkmıyordu. Masadan kalkıp hepsine tek tek baktım. Gerçekten kardeşlik neydi?
Bunu öğrenebilecek miydik?En son Akın abim ile göz göze gelince yüz ifadesinden hiçbir şey anlamamıştım. Çok oyalanmadan odama çıktım.
Üzerime rahat ama şık birşeyler giyinip salona geçtim. Ali abim ile Kutay abim oturmuş oyun oynuyorlardı telefonla. Onlara göz devirip babamı bulmak için odasına gittim. Kapıyı tıklatmadan bodoslama girmiştim içeriye. Gömleğini giyinen babam irkilmişti. Ona sırıtıp baştan aşağı süzerken konuşmuştum.
"Yakıyorsunuz beyefendi. Hayırdır kime bu hazırlık. Yoksa-"
Devam edicektim ki çıkardığı hırkasını yüzüme atmıştı.
"Sıpaya bak dalga geçiyor birde."
"Aa ne dalga geçmesi babacığım. Maşallahın var. Elini sallasan ellisi yani."
Bana göz devirip hazırlanmaya devam etti. Yirmi dakikaya hazırlanan babam benim yüzünden bir saate hazırlandığından beni biraz tartaklamıştı. Babamla uğraşmayı özlemişim ne yapayım yani.
En sonunda evden çıktığımızda hala söyleniyordu bana.
Onun bu hallerine güldüğümü görse de aslında gerçekten kızmıyordu bana. Biliyordu çünkü sadece onun yanındayken bu kadar çok güldüğümü. Zaten o yüzden bu kadar uzatıyordu ya.Gün boyu babamla dertleşip yemek yiyip gezmiştik. Babamla geçirdiğim vakitleri gerçekten çok seviyordum.
Eve döndüğümüzde yan tarafımızdaki boşta olan müstakil eve birilerinin taşındığını gördük. Babama dönüp sırıtarak konuştum.
"Bak kısmetin gelmiş. Ne hikmetse sen geldikten sonra hiç tutulmayan ev tutulmuş. Baksana taşınıyorlar. "
Bana göz devirip kafama vurmuştu.
"Boş konuşma da in arabadan. "
Arabadan inerken hala sırıtıyordum. Tabiki de gidip taşınan kişilere bakıcaktık.
Babamla o tarafa doğru ilerlerken gördüğüm kişiyle şaşırıp kaldım.
"Aa bak sen şu işe arkadaşınmış taşınan. Gel selam verelim. "
Babamın konuşmasıyla onlara doğru ilerledik zaten bizi farketmişlerdi.
Gözlerinin farklı renkte olduğunu söylediğim ve beni hastaneye götüren 'canım arkadaşım' ve yanında bir kadın vardı annesiydi sanırsam.
"Merhaba buraya taşınanlar siz olmalısınız. Hemen yan tarafınızda biz oturuyoruz. Ah kendimi tanıtmayı unuttum ben Kenan bu da oğlum Ateş. "
Babam direk annesi ile konuşmaya girmişti. Bak sen şu yaşlı kurda.
"Merhaba eve biz taşınıyoruz ben Sude oğlum Can. Tanıştığımıza memnun olduk."
Demek adı Can. İyi bari çocuğu sürekli gözleri ile tavsir etmekten yorulmuştum.
"Demek komşu olduk. İyi geçinelim komşucum."
Hemen dibimde konuşmasıyla irkilip başımı ona doğru kaldırmıştım. Yarı alaylı konuşmasına sinir olsamda bende onun gibi sırıtıp konuşmuştum.
"İyi geçinelim tabi komşuyuz artık öyle değil mi?"
Bu çocukta beni rahatsız eden bişeyler vardı kesinlikle.
Biz birbirimizle öyle sinir olmuş bir şekilde bakışırken babamın onları akşam yemeğe davet etmesinden sonra eve geçmiştik.
"Ya baba tamam hala giderin varda bu saaten sonra evlenmeyi felan düşünme bak bozuşuruz."
Babam kolunu omzuna atıp yanağımı öpmüştü. Aha geliyor gelmekte olan.
"Niye öyle diyorsun oğlum komşularımızı tanıyalım diye yemeğe davet ettim. Hem yeni taşınıyorlar yemek felan nasıl yapıp yiyecekler. Uğraşmasınlar. Hem sende arkadaş edinmiş oldun işte ne güzel."
Babam neşeli neşeli konuşup eve geçerken arkasından iç çekip konuştum.
"Ya ne güzel ne güzel.."
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın arkadaşlar.
İyi bakın kendinize.
Ben gidiom hadi bb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Ateş ~
Ficção AdolescenteAteş beyaz saçları mavi gözleri ile oldukça ilgi çekici ve yakışıklı bir çocuktur. Dışarıdan her ne kadar soğuk umursamaz görünse de içinde kopan fırtınaları kimse farketmez. Bir aile kurgusu erkek başrol.