Aysima'nın Evlilik Şartı

1.2K 48 9
                                    

Bugün işim çok. Çarşıdan bir şeyler alıp yemek yapmalıyım ona. Tabi süslenecegim o da ayrı.

Yok anam yok. Bu zamanda kadın olmak zor. Bütün gün, Ayşe kadın ile yemek ve temizlik yaptık yoruldum yahu.

Akşam üzerine doğru, yardımcıları da Ayşe Kadın da evine gitti. Çelebi de dışarı çıkmıştı. Sedire oturup bekledim. Kapı açılma sesi duydum.

Kapı açılınca ayağa kalktım. İskender de, gülen gözlerle bana bakıyordu. İskender, diyerek boynuna atladım.

"Nerede kaldın sen?" sarıldım ona.

Yemeğimizi yedikten sonra ortalığı toparlayıp sedire yanına oturdum. O yokken neler olmuş diye yardımcısının notlarına bakarken ben de omzuna başımı koydum.

"Unutmadan sana hediye almıştım ama yukarı koydular galiba. "

"Ben getireyim."

"Dur ben de geliyorum. Ne aldın bana? Bu elbise çok güzelmiş. Aaa bu yüzük de mi benim? Bunlar çok güzel İskender."

Ona sarılıp yanağını okşayıp dudağının kenarını öptüm. Bana tepki vermeyince, dudaklarım dudaklarına kaydı. Dudakları da bana karşılık verince ben de onu çekinmeden öptüm. Ben onu öpmeye devam ederken kafasını boynuma gömüp kendisini durdurmaya çalıştı.

"Aysima dur!"

"İskender."

"Olmaz hatun. Konuştuk bunu ben Kadı'yım benim örnek olmam gerek, böyle mi örnek olacağım idaremdekilere?"

Ona sarılarak kafamı göğsüne koyup "Haklısın İskender'im. Beni seviyor musun?" Yanağını okşayarak.

"Evet seviyorum. Kütahya'da sen gelmeden önce daha iyi anladım bunu."

Yanına uzanıp kolunda uyudum hayret bana gittikçe alışıyor.  Kolunda uyumama bir şey demiyor artık.

Ertesi gün kapı çalındı, Mahpeyker Sultan'ın cariyesi geldi. "Aysima Hatun, hazırlan. Sultan'ımız yemekte Hünkar'ımızı ağırlayacak sizi de davet eder. Bu gece Sultan'ın yanında kalacaksın.

İskender'in kulağına; Mahpeyker Sultan'ın beni çağırdığını, onun konağında kalacağımı söyledim.

Mahpeyker beni, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle karşıladı.

"Aaa ama olmamış Aysima. Koskoca Hünkar geliyor sen hazırlanmamışsın. Bekle hemen seni hazırlasınlar."

"Böyle olmaz mı Sultan'ım?"

"Olmaz tabiki bak bana."

Evet o çok şık görünüyordu.

Mor renkli göğüs ve sırt dekoltesi olan, belinin yanları tüllü bir elbise getirdi. Omuzları kayık yakaydı. Kolları ise kısaydı. Etekleri boldu ama yırtmacından yürürken bacaklarım açılıyordu.

"Ama bu çok açık Sultan'ım."

"İlahi Aysima. Karşındaki yabancı değil Hünkar birşey olmaz. Hem sen ecnebi memleket görmüş hatunsun orada hep boyle giyinmiyorlar mı?"

"Evet Sultan'ım" acaba Hünkar beni mi anlattı ona?

Şimdi soramam ya anlatmadıysa?

Aşağıda sesler duymamızla indik. Herkes salondan çıktı. Önce Mahpeyker Sultan'a sarıldı sonra kucağındaki yeğenini öptü daha sonra da bana doğru gelip kocaman sarıldı. "Aysima'm" alnıma bir öpücük kondurdu. "Seni ne kadar özledim. Yatan iyileşti mi?" diyerek beni öyle bir baştan aşağı süzdü.

PAYİTAHT'TA AŞK - 17. Yüzyıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin