Karadul İskender

1K 36 1
                                    

İnanamıyorum. Padişah ve 2 oğlu 1687'de Ruslar ile yapılan savaşta yaralanıp ölüyor. Yerine de Naip olarak bıraktığı Ahmet geçiyor. İnanamıyorum!

Tekrar gidip İbrahim'i uyarmam lazım. En yakın Satürn kavuşmasını araştırdım. Günlere tek tek baktım. En yakın kavuşma 4 Şubat 2022'de tam bir sene var. Yok artık!

Ertesi gün odama polisler geldi. Allah kahretsin ben onu unuttum.

"Sayın Savcım, dün arkadaşım dediğiniz şahıs bir anda karakoldan kayboldu."

"Nasıl yani? Kaçtı mı Komiser Bey?"

"Kameralar dahil hiçbir yerde birşey görünmüyor. "

"Aslında arkadaşım değil. Yolda arabası bozulmuş ben de arabama aldım."

"Peki Savcım, size ulaşırsa bize mutlaka bilgi verin."

Geçen defa İskender ile 17.  yüzyıla gelmeden önce onu karakolda tuvalete çağırıp kaybolmuştuk. Polis bunu soruşturuyordu. Komiser gidince rahat bir nefes aldım fakat biri kapımın ardından bir zarf attı. İçinde sahte kimlik vardı. İskender Beyzade adına ve bir not; Savcı olduğunuzu biliyoruz. Zamanı gelince karşılığını vereceksin. Unutma.

Ben onların bilmemesine çabalarken onlar şak diye savcı olduğumu öğrenmişti. Hiç istekleri bitmez artık. Ben namuslu bir savcıyım. Bunlara boyun eğemem.

Günler birbirini kovaladı. Evli olmama rağmen İskender'i unutamıyordum. İskender haklı! Zamanı farketmez ben evliyim. Ona uygun davranmam gerekiyor. Bendeki fotoğraflarımıza baka baka kendimce hasret gideriyordum.

Eylül ayında bir telefon geldi. Arayan annemdi. Ama o beni mesai saatinde aramaz. İnanılmaz meraklandım.

"Alo anne. Bir şey mi oldu?"

"Mila ben annenin komşusu Hacer teyzen. Annen kızım. Annen. Kalp krizi. Başın sağolsun!"

Günler tekrar geçmişti. Beni burada tutan birşey kalmamıştı. Annem de yok. En yakın arkadaşım eski sevgilimle. Benim de sınavım bu mu yalnız olmak mı?

Şubat gelip çattığında kafamda, 17. yüzyılı tamamen bitirmiştim. Annemden dolayı sağlıklı düşünemiyordum bile.

Bu Satürn'ün kavuşmasının olduğu gün kolyemi takmayacağım. Benim için herşey bitti. Bu zaman da, geçmiş zaman da bitti benim için!

Bir anda yine onu gördüm. Boncuklu adam.

"Kızım. Gideceksin 2 gün sonra 17. yüzyıla gideceksin."

"Gitmek istemiyorum. Ne bu zamanda ne de öteki zamanda beni tutacak hiçbir şey yok!"

"Var Aysima. Seni bu zamanda tutacak bir şey kalmadı ama öteki zamanda hala seni bekleyen biri var. Unutma. Karanlığın en zifir olduğu andan sonra hep güneş doğar!"

Metro durakta durdu. "Hey nereye gidiyorsun? Dur bekle?"

2 gün sonra 4 Şubat günü Başsavcı odama geldi. Elindeki raporda kendi kendime konuştuğum yazıyordu. Annemin ölümünü kaldıramadığım ve aklı meleklerimin zayıfladığı...

Bir yandan da kaç gündür, sahte kimliği çıkarttığım çete her yerde karşıma çıkıyordu. Kaçacak deliğim kalmamıştı burada nefes bile alamıyordum. Tek çarem bu dünyadan gitmek... Boncuklu adamın dediği gibi güneş benim için de doğardı belki. Ama başka dünyada.

O gün yanımda elbiselerimi de getirerek Topkapı Sarayı'na gittim. Gizlice daireme girip dairemde 17. yüzyıl elbiselerimi giyip bekledim. Akşam on gibi tekrar sarsıldım. Geçmişe dönmüştüm ve 2 saat gibi bir süre geçmişti.

PAYİTAHT'TA AŞK - 17. Yüzyıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin