"Aysima Hatuuun."
Ben hiç duymamış gibi başladım okumaya. Ben okudukça bazen hayretler ediyor bazen ise şaşırıyordu başımı omzuna koyup devam ettim okumaya. Omzunu hareket ettirir gibi yaptı ama bir şey demedi.. Kitabı okumayı bıraktım. Birşey demeden omzunda durdum öylece.
"Hatun uyu hadi!"
"Biraz böyle durabilir miyim?"
"Neden?"
"Çünkü huzur veriyorsun bana?"
Başım omzumdayken uyukaldığımı hatırlıyorum sonrası yok.
Sabaha karşı uyandığımda o yerde yatıyordu ben yatakta. O beni yatağa yatırıp üzerimi örtmüş. Hava hala karanlıktı yere, yanına indim. Yerde uyuyan İskender'in yanına yattım. Kolu yana doğru açıktı. Tam da kolunun üzerine yattım.
Ne güzel bir rüya. Keşke böyle kalsak. Baksana rüyamda İskender'in kokusunu dahi hissedebiliyorum. Bir parmağın saçıma dokunuşuyla uyandım. Ayy yoksa Hünkar'ın odasındayım da Padişah mı geldi. Ne yapacağım şimdi?
Gözümü korka koka açtım.
İskender saçımı okşuyordu. Göz göze geldik. Bir anda öylece kaldı. Ne bekliyordu ki, uyanmayacak mıydım?
Hatun ne ararsın koynumda? Bir de kolumda uyumuşsun." O arada sol elim, onun göğsündeydi.
"Ben de yanında uyanmamı rüya sanmıştım. Sanırım çok stresliyim. Ne gercek ne rüya anlayamadım. Gerçekten uykumda yürüyüp buraya geldim galiba."
"Stres ne demek?"
"Şey işte psikoloji. Aman işte kafam karışık. Sultan'ın olayı beni yordu."
O arada bu şekilde konuşuyorduk. Birden yataktan fırlayıp kalktı. Arkasında sadece, bakakaldım.
4-5 gün benimle pek konuşmadı. Ben de üzerine gitmedim. O arada, namımı duyup gelen bir kaç kadının eşlerini zina yaparken yakaladık. Gittikçe unleniyordum. 3 kese altınım olmuştu artık.
1 hafta sonra tam çarşıya gidecektim ki kapım çalındı. Bir Ağa kapımda, "Aysima Hatun hazırlan Hünkar'ımız seni görmek isterler."
"Beni mi? Derhal çıkıyorum."
Eyvah bir yolunu mu buldu yoksa? Aceleyle montumu giyip başıma da örtü örtüp çıktım. Ağalar bir durun arabacıma haber vereyim. "Çelebi'ye söyle, Padişah çağırıyormuş. Geç kalırsam merakta kalmasın."
Arabadan inince ağzımı ve burnunu kapatmamı söylediler. Sanırım gizli bir işe girişecektik. Yoksa padişah beni sarayda bir odada mı saklayacaktı? Yoksa metres mi olacaktım?
Bu sarayın içinde yürümek çok zor. Yol uzun. Sarayın içi de büyük. Oraya varana kadar meraktan ölürüm kesin.
Padişah'ın tebdili kıyafet ile dönerken geçtiği gizli ve dar koridordan geçtim. Has odanin arkasında bir yere çıktık. Burada beklememi söylediler. Daha sonra Has odanın benim olduğum koridora doğru kapısı açıldı. İçeri girip selam verdim. Padişah ayağa kalkarak, "Aysima nerelerdesin sen? Gelmen için evinden getirmemiz ki gerek?"
"Hünkar'ım sizi rahatsız etmek istemedim." geldi yanıma omuzlarımdan tutup bana baktı.
"Kardeşim Mahpeyker ile de çok iyi anlaştınız."
"Evet Hünkar'ım o günden sonra dost olduk."
"Ala!"
"Benimle hasbihal etmek için mi çağırdınız beni?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAYİTAHT'TA AŞK - 17. Yüzyıl
Ficción históricaTarihi Kurgu Kategorisinde 1numara -11.11.2023 Zaman -11.01.2024 1numara. Mila, hayatının en zor anını yaşarken kendini birden 1682'de Aysima olarak bulur. Aşık olduğu adam ile modern zamana, evine dönmenin yolunu mu bulacak yoksa geçmiş zamanda mı...