Ayrılan Yollarımız

1.1K 52 10
                                    


Oğlum İskender,

İzdivacını Paşa babana söyleyemedim. Eski dünürümüz padişah, babana seferdeyken seni  kardeşi Fatma Sultan'ın kızı ile uygun görmüşler. Padisah böyle dedikten sonra biz ne demek düşer oğlum. Unut Aysima'yı. Siz bundan sonra sadece kardeş olabilirsiniz sadece. Aysima'yı unutamam dersen de, Aysima'yı buraya gönder oğlum. O evimizin kızı, bize emanet.

Mektubu okuyup yüzü düştü. Gözleri doldu. Mektup ellerinden düştü.

'Ne oldu İskender kötü bir haber mi?" omuzlarından sarsarak.

Cevap vermiyor bana bakıyordu. Yere düşen mektubu çömelerek aldım. Okudukça gözlerim doldu. Çömeldiğim yerde kaldım. O da karşıma çömeldi. Sadece sarıldık. Benim gözlerimden pıt pıt yaşlar düştü. Burada hiç mi yüzüm gülmeyecek benim?

Bir hışımla kalktı yerinden.

"Nereye?"

"Babam çoktan Padişaha söz vermiş."

"Peki kaçamaz mıyız?"

"Bizi bulurlar Aysima'm Padişah'ın fermanına karşı çıkılmaz!"

"Bundan gayri, seninle aynı odada kalamayız. Artık ben evli sayılırım sana başka gözle bakarlar."

"İskender deme böyle şeyler, Allah büyüktür. Gün ola harman ola!" diyerek ona sarıldım.

"Gel son kez sana sarılıp uyumak istiyorum öyleyse."

Gece boyu ikimiz de birbirimize sarılırken sessiz sessiz ağladık. Hele ağlarken onun dudaklarından öpmem, filmlerde böyle sahne yok. Onu daha fazla öpmeme izin vermedi. Sonuçta evlenme ihtimalimiz ortadan kalktı artık.

Düşünüyorum düşünüyorum bir yolunu bulamıyorum. Bu evliliğe nasıl mani olabilirim. Artık bir değil iki engelimiz vardı.

Birkaç gün İskender'in evinde onunla konuşmadım. Hatta göz göze dahi gelmedik. İskender evin içerisinde benden kaçtı.

Birkaç gün sonra, kapım çalındı bir ağa saraydan gelip aceleyle saraya gitmemiz gerektiğini söyledi. Üzerime ince bir ferace aldım. "İskender saraya gitmemiz gerekiyor. Bizi çağırmışlar."

Artık bahar geldigi için hava sıcaktı. Bizim takvimimiz ile Mayıs ayındaydık.

Saraya gittiğimde Ağa,

"Paşa'm, Aysima Hatun burası divanı görür. Sizi kimse görmeyecek ama siz onları görüp duyacaksınız. Hünkar'ımız buradan herşeyi izlemenizi buyurdu."

"Allah Allah yine geçen günki gibi birşey herhalde... Tercüme mi yapacağım yine acaba Damat Paşa?"

"Bilgim yok. Aysima Hatun."

Bir süre sonra Sadrazam ve diğer üyeler bir çok konu hakkında Padişah'a bir çok şey söylediler. Hepsini dinlemek gerçekten sıkıcı. Daha sonra Padişah,

"Ben sizi dinledim. Sıra şimdi bende. Sözüm fermandır. Devleti Aliyye sınırları içerisinde kadınların alınıp satılmasını yasaklıyorum."

İskender bana bakarak, "Senin bilgin var mı? Gelecek hakkında birşeyler mi söyledin yoksa?"

"Gelecek hakkında değil de, kadın ticaretinin yasaklanması hakkında konuşmuştum. Dikkate almış olsa gerek."

Herkes şaşkın şaşkın birbirine bakarken Sadrazam söze girdi. "Aman Hünkar'ım bu nasıl olur? Haremdeki kızları nasıl bulacağız?"

"Artık hareme kız bulmamıza gerek yok Sadrazam Serdar Paşa, artık çalışmak isteyen kızlar kendileri gelecek. Burada hem saray eğitimi alacaklar hem hizmet edecekler hem de sonunda Paşalar ile evlenme şansı bulacaklar. Gerekirse her sene köylerde, şehirlerde kızların saraya girmesi için sınav açarız."

PAYİTAHT'TA AŞK - 17. Yüzyıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin