Yekpare'nin sesini duyunca hemen üzerimi düzeltip Padişah'tan uzaklaştım. İçeri giren Yekpare bizi birlikte görünce, "İbrahim bizi kovdun bu hatunla yemek mi yiyorsun? Yoksa ona nikah mı kıyacaksın? Doğru mu? Söylenenler doğru mu?"
Yanımıza kadar gelip boynundaki kolyeyi ve başımdaki tacı çekti.
"Bu gözde tacı. Demek herşey doğruymuş! Önce beni öldürmen lazım."
"Yekpare odana git!"
"Sen hele ona nikah kıy. Benim katilim olacaksın. Hani ben senin tek aşkındım İbrahim!"
Arkasındaki cariyeye Hünkar; "Alın götürün, dairesinden çıkmasın!"
Yekpare'yi zorla götürdüler.
"Hünkar'ım ben gideyim artık. Bu sarayda çok dikkat çekiyorum. Yakında hakkımda dedikodu yayılacaktır. Kimsenin aklında böyle anılmak istemem."
"Peki git ama yarın akşam yanına köşke geleceğim!"
Ne dedi o? Yarın nereye kaçacaksın bakalım Mila. Kaçış yerim de kalmadı
Ertesi gün eşyalarımı almak için eve gittim. Eşyalarımı hazırlayıp aşağı, sofuya indim. Yardımcılarının yanında "Kadı Hazretleri sizinle konuşmam mümkün mü?"
Yardımcılarına "siz bunları inceleyin ben birazdan geliyorum."
Üst katta yatağa oturduk. "Aysima nereye gidiyorsun?"
"İskender sana birşeyler anlatacağım ama anlatacağım her cümlede şunu aklından çıkarma: ben sadece seni seviyorum." diyerek elini tuttum.
"Şu Halil Paşa olayı, hatırlıyor musun? O olayı çözerken Hünkar ile sık sık bir araya gelmiştik. Hünkar savaşa çıkmadan önce ona bu savaş hakkındaki fikirleri samimiyetime dayanarak ben verdim. O da beni dinleyip detaylıca plan yaptı. Bunu biliyorsun zaten. Padişah seferden dönünce bana benimle evlenmek istediğini söyledi. Ben de cariyelik devam ettiği sürece olmaz. Köleliği kaldırırsan kabul ederim demiştim. Köle olmadığım için rızam dışında benimle evlenemez. Bunu da yapmayacağını sanmıştım. Çünkü 200 yıl vardı köleliğin kalkmasına. Ama o dün köleligi kaldırdı bana da bugün bir tane köşk tahsis etti. Nikaha kadar orada kalacağım. "
Çelebi ellerini çekti.
Çelebi'nin ellerini tekrar tutarak, "İskender birşey yap. Kaçır beni. Ben onunla nikah istemiyorum. Benim zevcim sen ol istiyorum nolur birşeyler yap. Kaçamaz mıyız?" Bunları söylerken kendimi tutamadım artık hüngür hüngür ağlıyordum.
O da gözyaşlarını silip bana sarıldı. "Kaderimizde birlikte olmak yokmuş Mila. Bu seni son görüşüm olacak."
Sinirlendim. "Sen nasıl erkeksin? Seni öptüm sana sarıldım. Seni sevdim. Sen nasıl başkasına gitmeme izin verirsin?"
Bam telini yakalamıştım sanki gözleri kızardı, doldu. Kendisini tutmasa gözyaşları düşecekti.
"Ne yapayım Aysima o Padişah."
"Kaçır beni İskender uzaklara kaçalım."
"Bizi her yerde bulur."
"İskender nolur düşün birşeyler düşün. Nikaha kadar vaktim var nolur."
Son bir kez daha sarılıp at arabasına binmek için aşağı inip kapıyı açtım. İskender ise beni arkasına çekip kapıdaki Ağa ile kendi konuştu.
"Ağa, Padişah'a söyle, burası gelin evidir. Gelini sadece nikah günü alabilir. Gelin bu evden başka türlü çıkmayacak."
"Ben nasıl derim bunu Paşa'm?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAYİTAHT'TA AŞK - 17. Yüzyıl
Narrativa StoricaTarihi Kurgu Kategorisinde 1numara -11.11.2023 Zaman -11.01.2024 1numara. Mila, hayatının en zor anını yaşarken kendini birden 1682'de Aysima olarak bulur. Aşık olduğu adam ile modern zamana, evine dönmenin yolunu mu bulacak yoksa geçmiş zamanda mı...