17

254 12 4
                                    

Kılıç'ın arabasına yetişemediğimi fark ettiğim an dudaklarımdan bir küfür firar etti.

Arabanın çalıştığını gördüğümde arabanın önüne attım kendimi. Kılıç'ın yüzünü arabanın ön camından zor görüyordum.

"Kılıç dur konuşalım!" Kılıç arabayı geri geri çekmeye başladığında kaşlarım çatıldı. Geri gittikten sonra gaza bakıp benim solumdan geçip gitti. Ayağımın hemen dibindeki duvara tekme atıp eve koştum.

Sikeyim, anahtarım yoktu ve çıkarken kapının kapandığını görmemiştim.

Alnıma vurup öfkeyle etrafa göz attım. Köpek kulübesi, kamelya tarzı birkaç bahçe döşemesi göze çarpıyordu.

Evin etrafını dolanıp girebilecek bir cam aradım ama hepsi kapalıydı. Montum içerideydi. Dolayısıyla montumun cebindeki cüzdanım da içerideydi. Taksiye parasız binemeyeceğim için sinirle ön bahçeye yürüyüp kapının önüne oturdum.

Telefonumda yoktu aksi gibi. Kılıç'ın evi şehrin neredeyse çıkışında olduğu için de araba bulmak imkansızdı. Otobanda araba beklesem bile belki kimse arabasına almayacaktı.

Oturduğum taşta geçirdiğim saatler sonrasında uyku bastırdığı için zorlukla kendimi kamelyaya atıp gözlerimi yumdum.

Kılıç'ın babama bir şey yapmaması için dua edip durmuştum. Giderken çok öfkeliydi, babama vurur diye korkuyordum. Sadece hesap sorar diye umut ediyordum. Babama varsaydı onu affedebilir miydim bilmiyorum.

Uzun bir süre sonra bedenim tamamen uyuşmuştu. Adım sesleri duyduğumda, hızla yerimden sıçradım. Kapıyı açmak için anahtarı çıkaran Kılıç'ı gördüğümde, oraya doğru koştum.

Kılıç omzunun üstünden arkasına baktığında, beni görüp kaşlarını çattı. "Apo?" Dedi şaşkınlıkla. Gözlerim eline kaydığında gözlerim kısıldı. Elinin üstü soyulmuş, aşınmış derinin altından kurumuş kanlar belli oluyordu.

"Babama bir şey yapmadığını söyle!" Neredeyse kükreyeceğimi hissediyordum. Ellerim korkuyla titremeye başlamıştı bile.

"Apo niye dışarıdasın?" Diye sordu sorumu es geçerek. Cevap vermediği için delirecek gibi hissettim.

"Lan babama vurdun mu?" Omzundan ittiğimde, gözlerini yumdu birkaç saniye. Açtığında bileğimi tutup kapıdan içeri sürükledi.

Girdiğim an elini itip kapıyı ittim ayağımla. "Kılıç babama vurdun mu diyorum? Oğlum cevap versene!" Kılıç soyulan elini üstüne sürdüğünde, yanımdan geçip merdivenlere yöneldi.

Peşinden çıktığımda, kapıyı örtmeden elimde durdurup peşinden girdim. "Kılıç!" Kılıç dolaba yürüdüğünde, sinirle peşinden gidip onu yüz üstü duvara yapıştırdım. Arkasından onu kapana kıstırıp omuzlarından bastırdım. "Cevap ver!" Dediğimde, kendini serbest bıraktığını hissettim. Bilerek karşı koymuyordu.

"Yaptım." Dediğinde kaşlarım çatıldı. Anında omuzlarından tutup ters çevirdim. Şimdi göğüs göğüse gelmiştik. Sırtını arkasındaki duvara yasladı.

"Kılıç." Dedim dişlerimi sıkıp. Bakışları öylece yüzümde gezindiğinde, elimi yanındaki duvara vurup sinirle geri çekildim. Ne yapacağımızı bilmez halde saçlarımı çekiştirdim.

"Babam lan Babam!" Dedim ağlayacak gibi hissederken. Bakışları hâlâ ruhsuz bir ifadeyle gözlerimdeydi.

"Başkası olsa ağzını burnunu kırarım ama sana nasıl vurayım şimdi?" Dedim çaresizce. Gözlerini yumup derin bir nefes aldığında alnıma vurdum.

SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin