1. BÖLÜM-Şüphe

4.9K 177 53
                                    


Alarmımın sesiyle değil hafta içi erkenden kalkıp okula gitme zorunluluğunun da etkisiyle otomatik olarak saat dokuz civarında uyanmıştım.

Gece kaçta yatarsam yatayım malesef hafta sonları dahil bu saatlerde uyanıyordum ve bu artık sinir bozucu olmaya başlamıştı bir bakıma.

Sol yana uzanmış halimi bozmadan sağ elimle komidinin üzerindeki telefonumu baş parmağımla baskı uygulayarak şarjdan çıkarttım. Komidinin üzerinden alıp telefonu rahat görebileceğim şekilde elimle eğik biçimde tutuyordum.

Saat tahmin ettiğim gibi dokuz buçuktu. Parmak izimi okutup kahvaltıya geç kalmamak için kurduğum alarmları kapattım. Her biri ikişer dakikalık aralarla kurulmuştu.

Sosyal medyaya girip insanların "günaydın" paylaşımlarına bakmadan sadece gezindim. Eski paylaşımlarına ve şimdiki hallerine bakıp kendi kendime yorumlar yaptım.

Ne kadar tuhaf değil mi?

Ben de dahil olmak üzere hiç kimse sosyal medya, akıllı telefonlar olmadan yaşayamaz hale gelmişti.

Hocalar bir durum oldu mu internet aracılığıyla bütün okula haber verebiliyor, yolunu kaybettiğin zaman telefonunu açıp nerede olduğuna ve gideceğin yere ne kadar kaldığına, insanlarla tanışmana -bana niyeti kötü olanlar denk gelse de- yardım ediyor ve sadece aktiflik sağlayıp yeni "akım"lara ayak uydurdukça ünlü olmanı sağlıyordu. Bunlardan para kazanıp reklamlarda hatta belki filmlerde bile oynayabilecek hale geliyorsunuz. Şarkı çıkartıp, reklam verip daha da büyüyorsunuz.

Ne kadar da acayip...

Popüler olmak benim için hep önemli olmuştu, hala da öyleydi.

Sevilmem, saygı duyulmam ve arkadaşlarımın olması için buna muhtaç durumdaydım.

Ya da ben öyle sanıyordum.

Küçüklüğümden beri ailem ne istersem alıp elime bütün imkanları vermişlerdi, hala da veriyorlar ama biraz daha kısıtlayarak.

ilkokuldan itibaren hep özel okullarda okuyup en iyi eğitimleri almam için her şey yapılmıştı fakat derslerden nefret ettiğim için özel hocalara daha fazla para teklif edip işten çıkartıyordum ama babamlar bunu bilmiyordu.

Sürekli özel okulda olunca ve notlarım ne olursa olsun bu durum devam edince sadece sınavlardan önce konulara çok kısa bakıp geçebileceğim kadar çalışıyordum, okumak gibi bir derdim yoktu. Üniversiteyi de özelde okuyup istediğim bölümü seçebilirdim.

En azından hiçbir şey açığa çıkmazsa.

Durum böyle olunca zamanımı alışveriş yaparak geçirmeye başlamıştım. Önceden kırtasiye ürünleri alırken artık kullanmadığım için yönümü kıyafetlere çevirmiştim.

Özellikle rengarenk ve ilgi çekici ambalajlardaki makyaj malzemeleri favorim olmaya başlamıştı.

Alıp kullanamamak pek hoşuma gitmediğin için internetten hangi ürünün nasıl kullanılacağına bakıp aynanın önünde belki de saatlerce çeşit çeşit makyaj yapıyordum.

En zor olanı ise eyeliner...

Tam bir işkence!

Özellikle göz şekline uygun olanı bulmak o kadar zordu ki! Onu bulduktan sonra bir de iki tarafa da eşit çekmeye çalışıp asla olmaması...

Kabus!

Bir süre sonra ise elime oturmaya başlamıştı ama öyle dediğime bakmayın belki iki hafta sadece göz şeklime uygun modeli aradım. Yine yaklaşık aynı süre de eşit çekebilmek için provalar yaptım.

Son ArzumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin