7. BÖLÜM-Beklentiler

1.5K 115 52
                                    


Araba yolculuğu pek uzun sürmemişti. Hastaneye yaklaşık on dakika mesafesi vardı, odadan çıktığımız andan itibaren tek kelime etmemiştik. Konuşmak istediğini fakat ne diyeceğini bilemediğini anlamıştım, arada dudaklarını afalayıp aynadan beni kontrol etse de cesaret edememiş gibiydi.

Ara sokakların içinden geçip zaten bildiğim caddelerde ilerledik. Kırık beyaz renkteki bildiğimiz mahalle apartmanı görünümüne sahip evin önüne park etti, burası yaşadıkları evdi. Apartman bahçesinin tam önünde durmuştuk. Arabanın anahtarını aldıktan sonra kapısını açmasıyla ben de hareketlendim. Az önce indiğim kapının hizasında bu tarafa gelmesini bekledim. Siyah BMW nin öndünden geçerek kaldırımdan yanıma geldi.

Eline aldığı anahtarla kapıyı açıp kapının hizasında durarak geçmem için yol verdi. Dümdüz ilerlerken ardımdan kapının kapandığını ve adım seslerini işittim. Merdivenlerin önünde durunca sorgularcasına babam olacak şahsiyete baktım. Asansör yok muydu?

Bakışlarımdan neyi sorguladığımı anlamış gibi iki elini hafif yana açıp ben ne yapabilirim bakışıyla önüme geçip yolu göstermek için hızla yukarı çıkmaya başladı. İkinci katta olduğunu biliyordum ama belli etmemem gerekiyordu.

Merdivenler beyaz mermerdi ve çok şükür rahat çıkılabilecek boyutta yapmışlardı, bazıları çok dik olduğundan iki adım atarken perişan ediyordu insanı. Topuklu ayakkabılar adım attıkça sessiz apartmanda yankı yapıyordu. Kendimi garantiye almak için sağ taraftaki beyaz trabzandan hafif destek alarak çıkıyordum. İkinci katta, dört numaralı dairenin karşısında durup elindeki anahtarla kapıyı açtı. Ayakkabılarını topuklarını bitbirine bastırarak çıkartırken ben ise elbisem olduğundan sol dizimi arkaya doğru büküp yine sol elimle bileğimdeki desteğini açtım, aynı şekilde sağ ayakkabımı da hızlıca çıkartıp beni bekleyen babamla beraber içeriye girdik.

Kapı uzun bir koridora açılıyordu. Bembeyaz bir yolluk koridorla neredeyse aynı uzunluktaydı, tam karşıda salon vardı, iki kapısı olduğundan anlaşılabiliyordu. Ayrıca buğulu cam içerideki açık gri renkli koltuk takımının seçilebilmesinde yardımcı olmuştu.

Girdiğimiz kapının hemen yanında ahşap desenli bir ayakkabılık vardı, üstünde ise askılık. Ayakkabılığın üzerine atılmış tesbih, cüzdan ve gerekli olmadığından sanırım buruşturulan market fişleri vardı. Üç adım kadar önümde, sağ tarafımda yine ahşap olan kapıdan oranın da oda olduğu anlaşılabiliyordu. "Orası abinin odası, gel sana kalacağın yeri göstereyim." Eliyle onu takip etmemi işaret edince göz devirdim ama önümde olduğundan dolayı görmedi. Salon girişinin olduğu yerden sola dönünce üç kapı daha vardı. Tam önümde, solumda ve sağ ön çaprazımda.

Önümdeki odanın içerisine girince takip ettim. Evin en dibinde, sanki yan taraftaki yatak odası fazla büyük olduğundan bari burayı oda yapalım misafir gelirse buraya atarız gibisinden sıkışıktı. Küçük, beyaz ve boydan aynalı bir dolap bir de eski olduğu demir başlığının paslanmasından anlaşılan yatağımız vardı. Yatak duvarın karşı köşesine yaslanmış, dolaba paralel duruyordu. Penceresi bile yoktu, duvarlardaki kırık beyaz boyalar yer yer soyulmuştu.

Burada mı kalacaktım?

Ve o kız burada mı kalmıştı?

"Biraz küçük, biliyorum ama şimdilik idare etmeni istiyorum senden. Abinin çalıştığı şirket buraya uzak olduğu için oraya yakın bir ev tuttu, yakında taşınacak. O zaman onun odasına geçersin." Yüzündeki samimi ifade ve gözlerindeki parıltı beni korkutmalı mıydı? Hep böyle mi yaklaşacaktı?

Kafamı kaldırıp tavanların ne durumda olduğuna bakarken florasan lamba gözümü aldığından bakışlarımı yatağa doğru çevirip oraya ilerledim ve rahatlığını kontrol etmek için üstüne oturdum. Oturur oturmaz çıkan ses ve batan yaylar yüzümü buruşturmama neden oldu.

Son ArzumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin