Jimin Jungkook'u güçlü bir şekilde içeri itti.
Arabadan inmeden önce Jungkook pantolonunu ve tişörtünü öylesine giydirmişti. Dağılmış görünüyordu. Asansör ve tüm apartman vitanın feromonlarıyla dolmuştu buraya gelene kadar. Jungkook içindeki kıskançlık hissini görmezden geldi. Jimin'in yönlendirmesiyle eve tam olarak atılmıştı.
Jimin vakit kaybetmeden kapıyı kapatıp Jungkook'un lekeli tişörtünü çıkarmak için hamle yaptığında Jungkook onu durdurdu. "Acelemiz yok,gece daha uzun." diyerek Jimin'in dudaklarıyla buluşturdu dudaklarını.
Dilleri birbirine değdi. Jungkook büyük bir inleme bahşederken Jimin açlıkla dudaklarını yemeye devam ediyordu. Sertçe öpüyor, ısırıyor ve ağzının içini diliyle yokluyordu.
Çenesinden aşağı ikisinin karışmış salyası akmıştı. Jungkook baş parmağıyla Jimin'in yüzünü kaldırdı. Çenesinden damlayan sıvıyı diliyle toplayarak tekrar dudaklarına yapıştı.
İğrenç değildi.
Şapırtılı bir sesle ayrıldılar. "Atla kucağıma güzelim." dediğinde Jimin hiç beklemeden bacaklarını Jungkook'un etrafına sardı. "Çok güçlüsün deltam. Beni kolayca taşıyorsun. En iyisisin." diyerek övgüde bulundu.
Jungkook gülümsedi. Öpüşmelerine devam ederken Jimin'i odalarına taşıdı. Yatağa bıraktı nazikçe vitayı. Üstüne eğildi,boynuna gömüldü ve kokladı. Dişleri ve dili koku bezlerinde gezindi. Hafifçe bir mırıldanma çıkardı. Mühür yerine bir sürü öpücük kondurdu.
"Deltam mühürleneceğiz değil mi? O soğuk eve bir daha gönderme beni. Yalvarırım. Seni seviyorum,sana yavru verebilirim. Lütfen gönderme." Jimin gözleri dolarak konuşmuştu. Jungkook şefkatle saçlarını okşadı, alnından öptü.
"Hayır vitam,bundan sonra benim kollarımda sıcacık olacaksın. Söz veriyorum." dediğinde Jimin kıkırdayarak dudaklarını öptü.
Bu tatlı an sadece birkaç saniye sürmüştü.
Jimin bacaklarını beline dolayarak kendine bastırdı."Deltam benim için hazırsın. Hadi yapalım!" dedi Jungkook'un sertliğini kastederek.
Evet,arabada boşalan tek kişi Jimin'di. Jungkook müthiş bir ağrı çekiyordu. Ancak bu öyle aradan hemen çıkarabilecekleri bir durum değildi. Mühürleneceklerdi.
"Sabaha kadar seninleyim,tadını çıkaralım." dediğinde Jimin usulca kafasını salladı. "Ama hızlı da olalım?"
Jimin'in masum görüntüsünü saatlerce izlerdi.
Jungkook arabadan çıkarken öylesine giydirdiği tişörtü çıkarıp attı. Parlak göğsü ve kızarmış göğüs uçlarını her gördüğünde heyecanlanıyordu. Dili göğüs uçlarını buldu. Usulca tomurcuğu yuvarladı. Çok da şiddetli olmayan bir şekilde emdi. Diğer eli ise sağ göğsü ile ilgileniyordu. Piercingiyle oynuyor, parmak uçlarıyla çekiştiriyordu.
Jimin'in beli kıvrılmıştı. Karnında kelebekler uçuşuyordu.
Jungkook'un çıkardığı memnun sesler ise kalçasından ve penisinden sızan sıvıyı tetikliyordu. İğrenç ve sulu mırıldanmalar. İlk sefere göre daha da aşırıydı. Jungkook açgözlüydü.
Jimin göğüs uçlarındaki hassasiyet dolayısıyla inledi. Sadece göğüs uçlarından bile gelebilirdi. "Deltam..." diye sızlandı.
Deltası onun içine girmeden boşalmak istemiyordu.
Jungkook göğüs uçlarından karnına ilerledi. Jimin'in pantolonunu çıkardığında kalçaları ve penisi ortadaydı. Jimin'in teninin tadı için yapmayacağı şey yoktu Jungkook'un. Karnına izlerini bıraktı. Jimin'in tatlı tatlı gıdıklanması, ihtiyaçla inlemesi ve saçlarını çekiştirmesi daha fazlasını yapması için zorluyordu. Jungkook kasıklarına öpücüklerini dizmeye başladığında ise vita heyecanlandı. Jungkook'un bir sonraki durağının neresi olacağını çok iyi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smells like serenity | jikook
FanfikceJimin,kendisini herkesin içinde küçük düşüren sanat kulübü başkanı delta Jungkook'a mesaj atar. Jungkook'un kafasında ise küçük omeganın kokusunu neden sakladığı sorusu vardır. |omegaverse/texting|