5

1.2K 58 29
                                    

Kahraman Deniz-Son Durağın

Bu ikisinin hemen sevgili olmasını istiyorumm

********************

Yatağıma uzandım, aklımda hala o mesaj vardı. Ne demek istiyorduhiç anlamamıştım.

"Elvinn! Giyindin mi?"  Annem çağırınca, kalktım ve aynadan kendime baktım. Siyah dizimin üzerinde olan bir etek, altına ince siyah külotlu çorap ve üzerime beyaz boğazlı bluz giyip, krem rengi bir örme hırka giydim. 

Tarağı elime alıp sarıya yakın olan kumral saçlarımı taradım, tenim bembeyazdı ve yanaklarım hep kırmızıydı. Bu hoşuma gidiyordu ve kendimi bu konuda şanslı hissediyordum.

Odadan çıktım ve Anneme yardım ettim, o arada zilimiz çalmaya başladı. Onları karşılarken en sonunda benim yaşlarımda, Saçları kömür karası, teni beyaz uzun bir çocuk geldi. Herkes yerine otururken bende mutfaktaydım. Babamlar sohbet ettikten yarım saat sonra, herkes sofraya oturdu.

Bende yerime oturduğumda telefonum çaldı, herkesin bakışları bendeyken kalktım ve yukarı çıktım. Ziyech arıyordu?

"Efendim" Burnunu çekti ve halsizce konuştu,

"Elvin, sana ihtiyacım var. Hazalın işi çıktı, yerimden kalkamıyorum ve uyluk kasım aşırı acıyor." İçim acıdı o konuşunca, hemen telefonu kapatıp ceketimi ve çantamı aldım. Annem tam mutfağa giderken bana baktı.

"Nereye kızım?" İç çektim ve hızlı hızlı ayakkabılarımı giyerken onunla konuştum,

"Aysu zavallı kız, çok çok hasta. Yanına gidiyorum." Annem endişe ile mutfağa gitti ve elinde bir poşet ile geldi.

"Kızım bunuda götür çorba, iyi gelir kıza." Annemi öpüp hemen çıktım ve dışarı gidip arabaya bindim.

Aysuyu bahane etmiştim, umarım annem aysuyu aramazdı.

Bugün öğlen geldiğim demir kapıdan yine geçiyordum ve kapıyı çaldım. Açılmadı... Açılmadı... Havuzun önünde olan sürgülü kapıya gittim, ziyech uzanıyordu ve gözünü açamıyordu. Hazal nasıl bırakıp gitmişti? ışıklar bile daha açılmamıştı. Sürgülü kapıyı açıp içeri girdiğimde ziyech yavaşça bana baktı.

"Keşke Hazal gittiğinde bana haber verseydin."  Dedim çantamı hızla koltuğa koyarken yorganın altında titriyordu, kaşlarımı çatıp elimin tersi ile alnına dokundum.

"Senin ateşinde var!"  Yorganı üzerinden aldım, inatla üzerine alıyordu. En sonunda hızlıca çekip diğer koltuğa attım.

Mutfağa gittim hemen, havluyu alıp soğuk su ile ıslattım. Salona tekrar geldiğimde ziyechin kafasına koydum.

"Hem kasında sorun var, hemde hastasın. Hazal seni nasıl bırakıp gitti?" Güldü bu hali ile,

"Seninle daha yeni yeni tanışmışken, yardımıma ilk sen geldin." Bir şey diyemedim.

"Ziyech ateş ölçer var mı?" Lavaboyu işaret etmişti. Hemen kalkıp lavaboya girdim, çekmeceye baktığımda kutunun içindeydi. Çıkartıp yanına gittim ve tişötünü çıkarttım.

"Hızlı olmadın mı ya?" Ziyeche baktım kısık gözlerimle,

"Hasta halin ile bile susmuyorsun." Koltuk altına ateş ölçeri koydum, o sırada çorabayı mutfağa götürdüm ve ısıttım. Tekrar salona geldiğimde ateş ölçeri alıp baktım.

"Ateşin 37 olmuş, inmiş bence çünkü geldiğimde daha kötüydü." Tişörtünü giydi ve yardımım ile dikleşti.

"Çok güzel giyinmişsin, bir yere mi gidecektin?" Güldüm.

"Mete ile buluştum... sen arayınca geldim direkt." Ona bakmıyordum bile, çorbadan bir kaşık alıp ağzına koyacakken, yüz ifadesi beni aşırı korkuttu. 

"Niye içmiyorsun?"  Hala ter ters bakıyordu.

"Uçak geliyorrr" Ağzına koyacağım an kaşığı tuttu.

"Şaka mı yapıyorsun?"  Demesi ile kahkaha patlattım.

"Tabikide şaka..." Arkasına yaslandı.

"Misafirlerimiz vardı ve sen arayınca sofradan kalktım, annemede aysunun hastalandığını söyledim."  Asık yüzü güldü,

"Benim için bu kadar zahmete girmene gerek yoktu." Somurttum ve ona baktım.

"İnsanlıktan anlamazsın herhalde, neyse hadi çorbanı iç." Telefonuma gelen bildirimLER ikimizinde dikkatini çekti.

0534***:
Cidden anlamıyorsun herhalde

Elvin:
Kimsin sen ya?
Anlamıyorum seni, şifreli konuşmayı kes
Ne iddiası?

0534***:
Düşün ki biri Senin için iddiaya girdi.
Seni kendine aşık etmek için tepkin ne olur?

Elvin:
Ne saçmalıyorsun bilmiyorum ama,
Eğer böyle bir şey olursa o kişilerde hayatlarının sonunu getirmiş olur.
(Görüldü)

Derin bir nefes verdim ve karşımda bana elinde çorba kasesi ile ters ters bakan ziyeche kaydı bakışlarım.

Ne var anlamında kafamı sallarken hemen çorba kasesine döndü.
Yine bir bildirim düştü telefonuma.

0556****:
Selam!
Elvin angelino ben

Elvin:
Merhaba

0556****:
Numaranı aradım baya
Seninle görüşmek istiyordum ve numaranı bulduğum an sana yazdım?
Nasılsın?

Elvin:
İyiyim teşekkür ederim.
Peki sen?

0556***:
Şuan seninle yazışıyorum ya emin ol aşırı mutluyum.
Yarın buluşalım diyorum?
Antrenmanlarım da bitiyor, maçımız da 2 gün sonraya alındı.

Elvin:
Tabii çok mutlu olurum

0556***:
Harika!
Yarın görüşürüz o zaman
(Bu mesaj beğenildi)


Gülümseyerek telefonumu kapattığımda ziyech uzanıp bana bakıyordu.

"Bence şu anlık sorun yok, ben kalkayım. Eğer bir ihtiyacın olursa ararsın." Gülümsediğimde, o da gülümsedi,

"Teşekkür ederim her şey için" İkimiz beraber kapıya ilerlerken, kapı çaldı ve ziyech açtı. Ziyech yüzünden göremiyordum kimin geldiğini, arkasından çıkınca kapıda Angelino olduğunu gördüm. Beraber bakıştık.


************************************

Bugünlükk bu kadarr

Sınır 10 oy 10 yorum











gazeteci, hakim ziyechHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin