Her gün uyurken sesler duyuyorsun ... Yine yorgunsun ... Gerçi sen hergün yorgunsun... Hiç düşünmeden kafanı yastığa gömdün . Gelen sesler , açılan ekranların hiçbiri umrunda bile değildi .
Takmadın . Sadece uyudun ...
...
Gece yarısı . Fazla susadın . Kalktın . O an ekranı açık kalmış telefonunu gördün . Hiç düşünmedin. Sadece ekranını kapattın .
Pranoyak oluyorum , diye düşündün . Öyle değildin ama... Tabii bu onun işine yaramıştı . Senin umursamaz olman , onun işine gelmişti . Öylede oldu .
Mutfak tarafından gelip , tekrar yatağına yattın . Kulağına bir melodi geldi ...
Bu ; en sevdiğin şarkının 2.14. Saniyesindeydi ... Beste kulağına vuruyor ve duvardan sekip yankı oluşturuyordu. Ama ne yazık ki hayatın bir melodi kadar geçiciydi...
Düşünmemeye karar verdin . Sadece gözlerini kapadın . Gözlerini nefret ile kapadın ... İronik ve komik .
Kendini bıraktın . Sana o melodiyi sunan insanın hayatını ele geçirmesine izin verdin resmiyyen.
Kulağına bir melodi daha geldi , en sevdiğin oyunun en heyecanlı anı ... Daha doğrusu eskiden severdin , şimdi pek önemi yoktu ama bu da senden bir parçaydı ...
Telefonuna bir bildirim geldi. Aksine sesi full ve gürdü .
"Hadi oyun oynayalım !" yavaşca hayali arkadaşının yanına gittin .
Fakat o senin hayali arkadaşın değildi...
Ekrana baktın ve oyuna daldın ...