Kulaklarım her zaman ki gibi harika sesler duyuyordu (!) Biricik evimde ; Ne kavga ne de gürültünün etkisi , kırılan tabak ve bardaklar ile buluşuyordu . 'Güzel ev ' kavramı benim için 'Kabus' kavramına denkti . Biricik evimde gözlerimi kırparak kapının ardında sadece bekledim . Ellerimle kulaklarımı kapadım . Kendimi adeta bir 'çocuk' gibi hissediyordum . Bu sesler benim saatlerce kabusum oluyordu ...
Evim , ıssız ve çetin olmayan kasabada , tek tük evlerin olduğu bir bölgede bulunuyordu . Ormanın fazla yakın olması beni bazen fazla tedirgin ediyordu . Yaklaşık iki haftadır hiç bir şey yapmıyordum . Ruhsal anlamda biraz yıprandığımı düşünüyordum .
Biricik evimde her zaman ki gibi yanlızdım . Beni duyan veya anlayan kimsem yoktu ... Bu bazen fazla acımasız oluyordu. Sakin bir insan değildim . Fakat fevri hareketimde hiçbir zaman olmamıştı .
Çocukluğumdan beri sanki beni birisi takip ediyormuş gibiydi . Sürekli yalnız olmadığım kanaatine varıyordum. Özellikle çocukken ki yaşadığım o olaya karşın .
Tahminen beş yaşındaydım . Yine evde yalnızdım , oda kilitli ve küçük çocuk yalnız . Beni umursamazlardı ama bende hepbir umut vardı ... Elimde ki boya kalemini bırakıp , ellerimi avuç içlerimde birleştirdiğimde , fazla yalnız hissetmiştim hemde beş yaşındayken ...
Yanaklarımı şişirip kafamı yatağımın köşesine yasladım . Pencerem acıktı . Belki dışarıdan bakmak biraz iyi gelirdi bu küçük kıza . Gözlerimi kocaman açarak dışarıya baktım . Boyum çok yetmiyordu bunun için tırmanmaya karar verdim . Ayağım porselen parkeden kayıp , camdan aşağı sarktım , daha fazla ellerim kendimi taşımama yetmedi ... Hızla aşağı düşerken , siyah takım elbiseli o adam beyaz eliyle beni avuçlarının arasına aldı . Saçlarım omuzlarımdan aşağı süzülürken , olmayan yüzüne odaklandım . İçimde ilk defa korku hissetmemiştim . Kafamı omzuma doğru düşürüp , onu izledim. Gözleri yoktu , ağzı yoktu , burnu yoktu . Bembeyaz bir sayfa vardı karşımda . Onu komik bulmuştum . Hafifçe kahkaha attım . Kıkırdadım , güldüm ve o beni sadece dinledi . Boyu çok uzun olan bu adam , benim kurtarıcım olmuştu .
"Kahraman " dedim . Hafifçe kıkırdadım . Yine dinledi beni , sustu . O an korktum . Beni yalnız mı bırakacaktı ? Kısık sesimle mırıldandım . "Beni yalnız bırakma ,lütfen ... Oyunlar oynasana benimle ." Umutla ona baktım . Beni avuç içinde tutmaya devam ederek , diğer eliyle , beni incitmeyecek kadar saçlarımı okşadı . O an ilk defa o duyguyu hissettim . Şevkat ...
beni camdan içeriye tekrar sokup , konuştu . Cızırtılı sesiyle konuştu . "Küçük kız , yaşamaya çalış. Eğer yaşarsan seninle istediğin kadar oynarım ."
O günden beridir yaşamaya çalışıyordum . Ama aklıma onu görmek için bir plan gelmişti . O benim kurtarıcım olmuştu . Camın önünde durup açtım . Gözdemi dışarıya doğru çıkarıp mırıldandım . "Yaşıyorum..." Kendimi aşağı doğru bıraktım. Aşağı doğru süzülürken belimde ve bacaklarımda hissettiğim dokunaçların sahibine baktım . O'ydu . Beni yine kurtarmıştı . Saçlarım tekar ve tekrar omuzlarımdan aşağı doğru süzülüyordu. Gözlerimi açıp gülümsedim . Hafifçe saçlarımı okşadı . "Yaşadım ..."