Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
=♤
Nefret , nefret , nefret ... Herşeyden nefret ediyorum ... Lanet insanlar ... Kötü değilim , hayır hayır kötü değilim ... Beni buna mecbur bıraktılar . Hepsinin canı cehenneme!
Kafamı yukarıya kaldırıp , tanrıya doğru döndüm . "Tanrım , yardım et . Korkmak istemiyorum..." Kafamı sağa sola sallayıp , derin bir nefes aldım. Kaçmak zorundayım , kaçmak ...
Koluma gelen çiziklerle gözlerim yaşarıyordu . Ağzımdan küçük bir inleme çıktı~ Elimin tersiyle göz yaşlarımı silip , önüme doğru baktım . İlerlemeye başlamışken , arkamdan gelen - dal kırılma- sesleri ürkmeme neden olmuştu .
"T-tanrım, l-lütfen..." olabildiğimce hızlı koşmaya çalışıyordum . Göz yaşlarım , istemsizce gözlerimden firar ediyordu . Tanrım , tek başıma ıssız bir ormandayım!
Hıçkırıklarım artarken , istemsizce arkama doğru baktım . Derin ve rahat bir nefes verdikten sonra, elimi alnıma koyup tebessüm ettim . "Ah~ Sağ ol Tanrım ..." nefesimi düzene sokarken kendi kendime mırıldanıp, bir ağaca yaslandım . "Kızım , rahatla . Sadece bir yanılmaydı ." Hafifce kıkırdadım . Elimi nemli toprağa koyup , destek aldım .
Yakalanmamam gerekiyordu... Ne pahasına olursa olsun gitmem gerekiyordu , en azından yarına kadar . Elimle alnımda ki teri sildim . Dengemi sağlayıp yavaşca ilerledim . Etrafa bakıp , kalabileceğim bir yer arıyordum . Ve lanet olsun ki , etraf sadece ağaçlık alandı.
Tanrım aynı şeyler tekrarlayamazdı. Arkamdan gelen ses beni tedirgin ediyordu . Bundan kurtulamayacağımı anladım . Ağlayarak , hıçkırıklarımın arasında dizlerim nemli toprakla buluştu .
Omzumda hissettiğim, el ile birlikte , hıçkırıklarım arttı . "Selam canım ." Gelen kadın sesiyle biraz şoka uğrasamda, bu korkumu atmama yetmiyordu .
Belime sarılan güçlü kollar ile , istemsizce arkama döndüm . Siyah dalgalı olan saçları , yüzünde ki maskesi , ve karanlıkta parlayan bıçağı ... "Bırak beni lütfen ." Sesim o kadar aciz çıkmıştı ki , o ne düşünüyordu bilemiyordum. "Ağlama lütfen." Nazikçe yalvardı bana . Omuzlarımdan tutup beni kendine doğru tam döndürdü. Elleriyle göz yaşlarımı silerken . Ben gözlerimi açmaya cesaret bile edemiyordum .
Elleriyle belimi tutup , beni kendine doğru daha da çekti . Bedenim titrerken ben hiçbir şey yapamıyordum. "Ölmek istemiyorum. " yavaşca mırıldandım , dehşetle ... "Seni öldürmeyeceğim. " Gözlerimi sıkarak cevap verdim . "Yalan söylüyorsun! Beni benden a-alacaksın! " sesim olduğundan daha yüksek çıkmıştı. Kendimi geriye doğru çekmeye çalışıyordum fakat o çok güçlüydü .
Son kez deneyip , başarılı şekilde ayrıldım. Birkaç adım atıp yere düştüm. Tekrar kalmak çalışırken kollarını belime doğru sardı. Beni iyice kendine doğru çekip , konuştu . "Sana zarar vermeyeceğim ..." Kafamı sallayarak konuştum . "Bu ormanda ki kimse sağ çıkmadı ki ! " göz yaşlarımı tekrardan sakince silmişti. "Senin ki farklı ... " dehşetle konuştum, "Neyi farklı ?!" Hafifçe mırıldandı .
"Seni , tanıyorum... Hiçbirşeyi hak etmedin ... " dediği şeyle birlikte gözlerim açıldı . "B-bunu nereden biliyorsun ?" Kafasını eğip konuştu. "Hak etmedin ..." Kafamı salladım . "Hak ettim , kötü şeyler yaptım ! " Bunu derken içimden birşey koptu sanki ...
"Hayır ... Hak etmedin! " gözlerimle ona doğru baktım... Karşımda olan bu kadın kimdi ? "Kimsin sen ?" Hafifçe mırıldandım. "Jane." Gözlerimi kırpık meraklı gözlerle baktım ona ... "beni neden bırakmıyorsun ki?" Kafasını usulca yana doğru yatırdı . "Hmm ~ Seni bırakmak istemiyorum. " onun gibi bende kafamı yana doğru yatırdım . "Neden ?"
Sakince ensemden tutup başımı , göğsüne doğru yasladı. " Jane sevdiği kızı bırakmak istemiyor..."
