☆9

50 5 0
                                    


"Gerçekten yukarı çıkmak bir hataydı!"

Homurdanarak içeri girdi Jimin ve iki arkadaşının gözleri onu buldu. İkisinin de kaşları çatılı ve gözlerinde kendisini anlamadıklarını belirtircesine ifadeler doluydu. Gerçekten iki dakikalığına Taehyung'un yanına gitmişti ve artık karşılaşmak dâhi istemeyeceği insanları görmüştü. Kaba,  küstah insanlardan nefret ederdi Jimin ve tam da ona göre birisiyle tanışmıştı.

Bugün ki kötü şans üzerine yapışıp kalmıştı maalesef. Arkadaşları hâlâ Jimin'in homurdanma sebebini anlamamış, öylece bakıyorlardı. O güzel beyaz yüzünde bir kırışıklık olmasını istemediği için daha fazla kaşlarını çatmak istemiyordu. Bu yüzden derin bir nefes almasıyla yüzünün ifadesizliği yerine geldi tekrar ancak içinde koca bir savaş var gibiydi.

"Ne oldu iki dakikada?"

"Ne olacak hyung! Başıma gelmeyen kalmadı sadece."

"Yukarıda kimse yoktu ki Jimin. Ne oldu da bu kadar sinirlendin?"

"Kimse yok muydu! Bay Esmer vardı! Zaten o da bana yetti."

"Bir şey mi yaptı? Vurdu mu sana?"

"O bana elini bile kaldıramaz hyung."

"O zaman ne olduğunu söyle tam olarak da çatlamayalım burada!"

Seokjin'in anı patlaması Jimin'in yerinde sıçramasını neden olmuştu.

Jimin'in eli ensesine gitti, biraz kaşıdı ve gözleri tekrar yerdeki halıyı buldu.

"Önemsiz hyung. Boşverelim."

İki hyungu da ne olduğunu anlamadı fakat ikisi de bu işin kokusunun yakında çıkacağını hissettikleri için sadece kafalarını sallamakla yetindiler.

Jimin daha fazla ayakta duramayarak hyunglarının oturduğu  koltuğun karşısındaki koltuğa oturdu ve iyice yayıldı.

Etraf sessizleşti ve Taehyung'un uyanmasını beklemeye başladılar.

•••

"Bebeğim, biraz su istermisin?"

Gülümsedi ve küçüğe baktı.

"Evet anne! Çok isterim."

Annesi bir şişe suyu uzattı ve küçüğün eline verdi şişeyi fakat aniden çıkan rampa yüzünden su üstüne dökülmüştü.

"Ah! Üzgünüm anne!"

Annesi bir şey olmaz, senden önemli değil dercesine baktı küçüğe. Tek çocuktu ve annesi tarafından o kadar çok seviliyordu ki el üstünde büyütülüyordu. Zaten bugün mutluydu küçük. Ne de olsa yeni bir arkadaş edinmiş, ona kahvesinden yapmış ve ondan bir daha yapmasını istediğini duymuştu. Tekrar buluşup beraber kahve içip daha da arkadaş olmak istiyordu küçük onunla.

"Baba... Nereye gidiyoruz?"

"Görürsün yakında Taehyung, o yüzden sus. Sesini duymak başımı ağrıtıyor."

Küçük Taehyung'un gözleri dolmuş ve burnu sızlıyordu fakat bugün ağlamak istemiyordu. Günü güzel geçmişti ve bundan memnundu. Mahvetmek istemiyordu gününü. Sustu ve bir daha konuşmadı.

"Hayatım neden çocuğumuza böyle davranıyorsun? Onun ne suçu var!"

"Bağırma bana Soohe!"

"Bağırmıyorum! Küçük bir çocuğa bağırmaya hakkın yok, babası olsan bile."

Tıck diye bir ses geldi babasından ve son sürat gaza basmaya başladı. Araba o kadar hızlı gidiyordu ki Soohe kaza yapacakları düşüncesi yüzünden çok korkuyor, emniyet kemerini sıkıca tutuyordu.

No time to die | TkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin