Sana Uzanacak Bir El |1|

582 34 68
                                    

Barış'ın alternatif final bölümü fikrini kendime göre yorumlamak istedim, bu sefer. Normalde tek parttan oluşacaktı ama uzadıkça uzadı, bölüm. Ben de ikiye böldüm. İkinci partı da en kısa zamanda paylaşacağımı umuyorum ahhdhshd Beğenmeniz dileğiyle...

İyi Okumalar.

4 Yıl Önce - Londra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


4 Yıl Önce - Londra

"Çocuklar nerede?" Dedi Kaya, bakışları özenle hazırlanmış masadayken üzerindeki ceketini çıkarıp. Sesinde heyecanlı bir ton vardı ve Ender'in o çok sevdiği tebessümüyle sonunda kadına odaklanmayı başarmıştı.

Ender salata tabağını da masaya yerleştirip adam gibi gülümsemeye gayret etmişti. Ellerini birbirine geçirmiş ardından ve dudaklarını bükmüştü. "Bizi biraz baş başa bırakmak istediler, sanırım."

"Hmmm..." Kaya kaşları havada kadına doğru adımladı. Ellerini kavramış ardından ve kadının belinde sabitlemişti. "Seninle bir ilgisi yok yani?"

"Çocuklarımı evden mi kovacağım, Kaya'cım? Kendileri çıkmak istedi." Dedi Ender, gülüşü kırık bir hâl aldıktan sonra adamı güçlükle kendinden uzaklaştırıp. Kaya bir anlığına kadının bu hâline bozulsa da çabuk toparlanmayı başarmıştı. Geriledi, boğazını temizleyip bir elini beline yerleştirirken diğeriyle ensesini kaşıdı.

"Yok, ondan değil de..." Deyip bakışlarını kadından kaçırdı. Birkaç gündür kadının kendisine karşı olan tavırlarına anlam veremiyordu ve şimdi de bir hata yapıp yapmadığını sorguluyordu, içten içe. Belki de daha öncesinden bilmeden kadını kırmıştı ve yeni farkına varıyordu bunun. Emin değildi.

"Geçelim mi artık, masaya?" Dedi Ender, Kaya'nın aksine durgun bir şekilde. Adamın hâlini görebilecek durumda değildi. Aklı Kaya'yla yapmayı düşündüğü konuşmadaydı, zira. Bir süredir üzerine uzun uzun düşünüyordu. Kendisinden emin olmaya çalışıyordu aslında. Adama söylediğinin aksine de, çocuklarını bilerek dışarı çıkmaya ikna etmişti. Kaya'yı kırmadan kendince veda etmek istiyordu, ona. Bu ne kadar mümkündü, kendisi de yaşayarak öğrenecekti.

"Olur... Olur tabii. Ellerimi yıkayıp geliyorum, hemen."

Kaya sarsılmış bir hâlde dış kapının çaprazında kalan lavaboya yöneldiğinde, Ender de yorgunlukla masadaki yerine yerleşmişti. Dirseğini masaya yaslayıp şimdiden sızlayan başını ovuşturmaya başladı.

Kaya'nın peşinden, daha önce sadece kısa tatiller veya iş toplantıları için geldiği bir ülkeye temelli yerleşmek üzere gelmek, başlarda kadın için sorun olarak görünmüyordu. Son birkaç ayda yaşadıklarını da sorun olarak tanımlayabilir miydi, emin değildi zaten. Kaya ve çocuklarla tekrar aynı evde olmaktan memnundu. Yine de eksik bir şeyler vardı ve Ender onları tamamlayamıyordu. Görmezden gelmeyi denemişti. Adamla veya oğullarıyla beraberken görmezden gelmek de kolaydı. İnkar edemeyecekti, bunu. Ancak ne zaman Kaya'yla beraberken de içindeki o eksiklik hissi kendini belli etmeye başlamıştı, Ender de tahammül seviyesinin sınırlarına dayanmıştı.

Yarım Kalan ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin