Diziden bağımsız bir şeyler yazmak istedim, bu sefer. Sonra İz Bırakanlar'ı tamamlayacağım.
Ressam Ender ve Avukat Kaya'lı bir bölüm oldu:') Umarım beğenirsiniz ve umarım ben de çok uzatmadan tamamlayabilirim bu sefer hshdhsjsj
İyi Okumalar.
Kaya, bulunduğu sanat galerisinin sessiz bir köşesine yerleştirilmiş yeni gelen tabloyu inceliyordu. Etrafında yankılanan konuşmalar ve alışılmış sergi gürültüsü birden boğuk bir hâl almıştı. Gözlerini resme dikip ellerini ceplerine sokuşturdu. Resimde kendisini içine çeken bir hikaye okuyordu sanki.
Tablo, tanıdık bir sahilin ruhunu yansıtıyordu. Dalgalardan taşan mavi tonlar, denizin derinliğinde kaybolan bir yolculuğu çağrıştırıyordu. Kumsalın incecik kumu ve sahil kenarında duran tek başına bir kayık, sessiz bir hüzünle izleyiciyi kendine çekiyordu.
Kaya, resmin detaylarına daldıkça, sanatçının derin bir iz bırakan bir anını yakaladığını hissetti. O kayıkta kimin oturduğunu hayal etti ve denizin ona neler anlattığını dinlemek istedi. Ressamın ruhundaki bu yolculuk, Kaya'nın kendi geçmişiyle bağlantı kurmasına yardımcı oluyordu.
Sonra birden tablonun sağ alt köşesindeki imza dikkatini çekti: E. Çelebi. İstemsizce dudaklarının her iki yana kıvrıldığını hissetti. Ender'in son eseri olmalıydı. Kaya, resmin derinliklerinde yatan duyguları anlamaya çalışırken resmin kendisine neden bu kadar tanıdık geldiğini de şimdi anlıyordu. Başını salladı.
"Tablo sizin de dikkatinizi çekti sanırım?"
Kaya hemen yanından gelen tanıdık sesle istifini bozmadan başını salladı. Kalp atışları güçlü bir hal almıştı ancak bunu dışa yansıtmak istemiyordu.
"Öyle... Bu sahili biliyorum, birkaç kez gitmiştim." Dedi Kaya, sesini ifadesiz tutmaya özen gösterirken. Şimdi kolları da göğsünde bağlıydı ve yanındaki kadına dönmüştü.
Ender'le bakışları buluştuğunda ikisinin de dudakları güzel bir gülüşle gerilmişti. Ender adamı bir süredir uzaktan izliyordu ancak göz göze gelmek bambaşkaydı. Adama karşı, yılların tüketemediği o tanıdık çekimi hissediyordu yine. Kaya'nın da kendisinden farksız olduğuna emindi.
Gözleri birbirlerine kilitlendiğinde, galerideki diğer sesler ve hareketler ikisinin arasında tamamen yok olmuştu sanki. İkisi de sessizlik içinde, yılların ardından ilk kez tekrar birbirlerine bakarken geçmişin izlerini silmeye çalışıyordu.
Ender, sesini düşürdü. "Kaya," dedi hafifçe, adama doğru elini uzatıp.
Kaya, Ender'e karşı duygusal bir sarsıntıyla karşılık verdi. "Ender," diye yanıtladı ve kadının elini kavradı.
İkisi de, galerinin sessizliğinde ve geçmişin gölgeleri arasında, birbirlerinin gözlerinde kaybolup gidiyor gibi hissettiler. Zamanın durduğu, sadece onların aralarındaki duygusal bağın ve yılların getirdiği karmaşık duyguların var olduğu bir an...