Son Bakış'tan Sonra |2|

718 38 28
                                    

Açıkçası siyasi gündemden dolayı pek odaklanamadım, buraya. O yüzden biraz gecikti, bölüm. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.

 İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Korktun... Öyle mi?"

Sormak istediğim pek çok soru vardı ancak kendime engel olamamış ve alayla mırıldanmıştım. Parmaklarım hırsla elimdeki çantaya daha sıkı sarılıyor, yavaş yavaş şaşkınlığımın yerini öfkeme bıraktığını hissediyordum.

Kaya'nın gülen yüzü bir anlığına soldu. Böyle bir tepkiyi bekliyordu, sanki ve benim ona karşı olan tutumumla durumu toparlayabileceğini umuyordu. Bu sefer, beklediğini bulabileceğinden ben bile emin değildim. İstemeden son birkaç saatte yaşadıklarımı tekrar tekrar içimde yaşıyordum, zira. Başımı salladım. O söz konusu kendisi olduğunda yelkenlerini suya indiren Ender'in yakınından geçecek hâlim yoktu, şu an.

"Burası neresi?" Diyerek derin bir nefes çektim, içime. Böylelikle bir nebze olsun kendimi sakinleştirebilmeyi umuyordum. Kaya'nın da normal hayatında uzak olduğu insan profilleriyle dolu bir mahalledeydi zira ev ve istemeden sorguluyordum burada ne işi olacağını. Bakışlarımı kısa koridorun sonundaki salona diktim.

Kaya ise sakince kapıyı kapatmış, yutkunup ensesini kaşımış ve ellerini ceplerine sokuşturmuştu. Bu tepkisizliğinin yatıştırmaya çalıştığım öfkemi daha da harlamaktan başka bir etkisi yoktu, üzerimde.

"Geçici bir ev." Deyip bana doğru ağır hareketlerle yaklaşan Kaya, kısılı bakışlarını gözlerime sabitledi. "Kimsenin bizi rahatsız edemeyeceği bir yer, şimdilik."

Haklıydı. Notun şokuyla fazla sorgulamamıştım ama olası bir aramada kimsenin aklına bizi burada bulmak gelmezdi. Başımı salladım, dudaklarımı büküp alayla güldüm.

"Öyle mi? Bir tur da yüz yüze, burada..." Her iki elimin işaret parmağıyla etrafı işaret etmiştim. Kaya'nın kaşları çatılırken devam ettim. "...rahatça terk edeyim mi, dedin? Soğumadı mı için?"

"Ender... Öyle sandığın gibi-"

"Ne zannettim ben, Kaya? Ne!" Sesimin tonunu ayarlayamazken elimdeki çantayı da fırlatırcasına hemen yanımdaki portmantoya bırakmıştım. Bu hareketimle yutkunan Kaya, bakışlarını kaçırdı. Kendimi işaret edip yeniden bana odaklanmasını sağlamak amacıyla devam ettim, hırsla. "Ben, sana geldim! Her şeyi bir kenara bırakıp sana geldim."

Kaya sözlerine kendisinin de pek inanmadığı belli bir şekilde, ellerini beni tutmak istercesine uzatırken mırıldandı. "Ender, lütfen sakin olur musun?"

Bir iki adım gerilemiştim, bunun üzerine. Sürekli kendimi adama kanıtlamaya çalışmaktan, onunsa karşımda kaygısızca beni dinlemesinden yorulmuştum. "Sakin olayım, öyle mi?" Güldüm. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. İçimde biriken her şeyi, tam da şu anda kussam ancak rahatlardım. "Ben çok sakinim, Kaya. Hatta o kadar sakinim ki... Kendi aptallığıma dahi öfkelenemeyecek kadar sakinim!"

Yarım Kalan ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin