37. bölüm, Kaya'nın dönüşünden sonrasını bir tık değiştirmeyi denedim diyelim bu sefer :')
İyi Okumalar!
"Abla konuşamadık dün."Ender koridorda tok topuk sesleri bırakarak ilerlerken kardeşinin sözleriyle elindeki dosyayı istemeden sıktı. Evden öfkeyle çıkışı ve gittiği evde de görmeyi beklediği ancak içten içe bunu reddettiği adamı bulamamış olmanın getirdiği hayal kırıklığı netti kendisi için, yine de umursamaz bir tavır takındı; bilmezden gelircesine dudaklarını büktü.
"Ne hakkında, Caner'cim?" Dedi Ender, dosyayı sonunda ulaştığı asistanına verirken bir yandan da bakışlarını kardeşine dikip. "Halit Bey'in incelememi istediği arazi ile ilgili belgeler, Yasemin. İletirsin toplantısı bitince."
Yasemin odağı kendinde olmayan kadını onaylarcasına başını salladı, oturduğu sandalyesinde ayaklanıp. "Tabii, Ender Hanım."
Bu sırada Caner de ablasına gözlerini devirmiş ve ablasının yerine teşekkür edercesine Yasemin'e karşı gülümsemişti. Aynı karşılığı buruk bir şekilde kadından da aldığında, yeniden hareketlenen ablasının peşine takılmıştı. Şimdi kadının özellikle umursamaz göründüğünün ancak içten içe onun da merakla yanıp tutuştuğunun farkındaydı. Boğazını temizledi.
"Kaya hakkında, ablacım. Başka gündemimiz mi var şu sıralar? Dün davete de katılmadı ama Erim'e hediyesini göndermiş. Sen mi bir şey dedin adama, o yüzden mi gelmedi?"
Ender birden ortak alanda duraksadı. Onun bu hareketiyle masasının başındakiler merakla kadına dönmüştü. Ender'se ufak bir el hareketiyle yeniden işlerine odaklanmalarını sağlamıştı. Şirketteki saygınlığını kolay elde etmemişti ancak bazen çalışanlar üzerinde bu kadar etkisi olmasını fazla buluyordu. Bir Halit kendisini ciddiye almıyordu, bu da kadın için pek önemli değildi. Başını her iki yanına salladı. Bu konu hakkında sürekli kafa yoruyordu zaten, bir de şimdi düşünüp kendini yormasının manası yoktu.
Birkaç gün önceye dönmüştü Caner'in sözleriyle aksine, kadın. Kaya ve Erim'i omuz omuza havaalanında karşıladığı ana... O an Ender için zaman gözünde anlamsız hâle gelmişti. Yıllar önce hayal etmeyi bıraktığı bir düşünceyi anımsatmıştı. Adamı bir gün yeniden görmeyi umarak geçirdiği zamanlar azımsanamayacak kadar fazlaydı. Yine bir an gelmiş, bu isteğin üstüne bambaşka istekler eklenmişti. Adamın yokluğuna alışmış, isteğini unutmuştu. Bunların ağırlığını tam o anda kalbinde hissetmişti, Ender. Kendisi adama nasıl bakmıştı, kestiremiyordu ancak Kaya'nın gözlerindeki hırs, kadının dizlerinin bağını çözmüştü sanki. Her şey birkaç saniye içerisinde gerçekleşmişti fakat kadın için tükettikleri yıllara bedeldi. Adamın elini titrek ve buz kesmiş eliyle kavrarken adam kendisine hâlâ bu şekilde hissettirebiliyorsa, neden bir ilişkiyi sürdüremediklerinin cevabını henüz içinde bulamadığını fark etmişti. Kaya'nın gözlerindeki hırs o basit selamlaşmanın ardından yerini sıcak bir ifadeye bıraktığında Ender, kendini oldukça hafif hissetmişti. Geçmişte de böyleydi, kadın için. Yaşadığı tüm zorluklar adamın yanındayken çok geride kalıyor ve birkaç saat için bile olsa yerini dinginliğe bırakıyordu. Adamın varlığıyla hatrına sadece güzel anıların düşmesi kadının başını döndürmeye yetmişti.