14. Bölüm: Geçmişin Kanlı Yüzü

205 51 2
                                    


💥
Sabah uyandığımda belimde hissettiğim, ahtapot gibi sarılmış ellerin etkisiyle dün Atlasın evimde kaldığını hatırladım.

Önüme dönüp yüzümü Atlasa çevirdim. Aldığı düzenli nefeslere göre hala yatıyordu.

Bir elim yeni yeni çıkmak üzeri olan sakallarına gitti. Sakallarının duruşu yüzüne çok yakışıyordu. Kıskanılacak bir yüzü vardı. Yelpaze gibi uzun kirpikleri ise bir kadını kıskandıracak kadar harikuladeydi. Kısaca Atlas çok yakışıklı.

Atlas'ın yanından kalkıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa gideceğim sırada belimden tutulup yatağa çekilmem bir oldu.

"Günaydın Nefesim."

"Günaydın Atlas" üzerimde olduğu için dikkatimi başka yere vermek adına saçma sorular sormaya başladım.

"Nasıl gece rahat uyudun mu? Umarım güzel yatmışsındır. Çarşaf rahatsız etti mi? Bak çekinme söyle eğer rahat yatmadıysan."

"Evet çok rahattı dün gece,  ful seni izledim, kokunu soludum. Hep yanımda olmanı istedim ve istiyorum."

Utanmıştım, konuyu değiştirmek için başka bir konu açmaya çalıştım.

"Şeyi biliyor musun ilk yaşayan memeli hayvanlar dinozorlarmış ne kadar ilginç dimi?"

"Sen ilginç diyorsan öyledir, güzelim."

"Ya gerçekten güzelin miyim? Ben güzel miyim Atlas?"

"Sen var ya Nefes o kadar güzelsin ki içinin güzelliği dışına vurmuş ve benim güzel kadınım olmuşsun."

Burayı yavaştan sıcak basıyordu bu atmosferi dağıtmam gerekli çünkü yavaştan kızardığımı hissediyordum. Birinden hele ki bu kişi hoşlandığım biri ise o kişiden iltifat almak aşırı güzel bir hismiş.

"Aaa ben ne unuttum?"

"Ne unuttun" dedi çatılı kaşlarla sorarcasına bakarken.

"Ocakta yemek unuttum."

Üstümden Atlas'ı çekip yan tarafa düştüğü gibi mutfağa koştum.

Arkamdan söylendiğini duydum.

Sevilmek çok güzel bir histi. Özellikle sevildiğini hissetmek.

Mutfağa geçtiğimde ocak da yemek falan yoktu sadece kalpler fışkıran o atmosferi utandığım için dağıtmak istemiştim.

Hemen tezgahın altından küçük bir tencere çıkartıp yumurta haşlamak için tencereye yumurta katıp kahvaltılıları masaya dizmeye başladım.

Ben kahvaltılıkları katarken mutfağa Atlas'ta gelmişti. Birlikte hazır olan sofraya oturup sohbet eşliğinde kahvaltımızı yapmaya başladık.

"Annem gil müstakbel gelinleriyle tanışmak istiyorlar."

Ağzıma attığım zeytinin Atlasın söyledikleriyle boğazımda kalması bir oldu. Öksürmeye başladım.

"İyi misin?"

Masadan kalkıp su doldurdu ve yanıma gelip suyu uzattı.

Suyu içtiğim an öksürmem dindi ve kızarık gözlerle Atlasa baktım.

"Çok acele etmiyormusun, daha erken dimi ?" Sorduğum soruya karışıldık elimi elinin arasına alarak konuşmaya başladı.

Bazı Yaralar GeçmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin