26. Bölüm: Biten Hikayelerin Mutlu Başlangıcı

30 9 0
                                    

Bölüm Şarkısı:

Mert Demir - İkimize Birden
Sancak - Gitme Kal Diyemedim

Keyifli okumalarrr...💖✨🥰❤️

💥

Mikrofonu yerine bıraktığımda alkışlar içinde masaya doğru ilerledim ve arkamdan ses duyuldu. Daha yeni geldiğim yöne döndüğümde oradaydı. Gelmişti. ''Yeniden doğuşumuz, yeni başlangıçlarımız olmasın mı?'' dedi bana mı demişti.

Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde evet hayal değildi ve bana diyordu. Adımlarım geri geri gitti. Sert bir göğse çarptım ve kulama fısıldadı. Abimdi bu.

''Korkma.'' dedi ve ekledi. ''Yüzleş, öğren. Sonra ne olacağına karar verirsiniz.'' dedi ve ben bana bakan adama bakmaya korktuğum için bakışlarımı kaçırdım. İki aydır görmediğim gözlerine bakmak için yanıp tutuşsam da gardımı bu kadar çabuk indirmemeliydim dimi?

Beni yaşadıklarımız gerçek değilmiş gibi kandırmıştı ve bu çok ağır gelmişti. Aynı zamanda deli gibi sevdiğim adamla yaşadığımız duyguların karşılıklı olması da mutlu etmiyor değildi. Derin bir nefes alıp bakışlarımı baktığım yerden kaldırdım.

İki aydır hasret kaldığım gözlerine değdi gözlerim ve gözlerinde gözle görülür olan o ışıldamaya şahit oldum. Gerçekten biz mutlu olmayı hak etmiyor muyduk? diye düşündü sol yanım. Sağ yanım ise, gurur denen şey bu kadar kolay mı, seni kandıran adama geri dönüyorsun? dedi.

Seçim yapmam gerekiyordu fakat burada olmazdı. Herkesin bakışları üzerimizdeyken ne onu insanların içinde reddetmek, ne de gururumdan bu kadar çabuk ödün veremezdim.

Bana yaptığı bunca şeye rağmen umutla bakan adama gülümsedim ve başımı sallayarak yanıma gelmesi için çağırdım. Daha fazla insanların odağında olmamalıydık. Tüm gözleri üzerimizde hissediyordum.

Atlas sahneden adımlayarak yanıma doğru geldi. Gülümseyerek kollarını belime sardığında restoranta küçük bir alkış koptu. Ben de Atlasın sarılmasına karşılık verdim ve dudaklarımı kulana yaslayarak konuştum. ''Bittin oğlum sen.''

                        💥

Şimdi ise neredeyse bir saattir masada hep beraber konuşuyorduk. Daha doğrusu abimle Atlas konuşuyor, babam sürekli tersleyip beni ona vermeyeceğini laf arasında söylüyor. Annem, o da Atlası beğeni dolu gözlerle süzüyordu. Ceyda ise bu iki ayda çektiğim her şeyi bildiği için ona bakmıyordu bile.

Bense susmuş onları dinliyordum.

''Sen ne yaptın nerelerdeydin iki aydır?'' diye soru yönelttim abim, Atlas'a.

''Aslında, hep buradaydım sadece görünmenin zamanı değildi.'' dedi.

Şimdi zamanımı gelmişti? Diye sordum kendi kendime. Ben kendi kendime sorunun cevabını düşünürken babam konuştu.

''Neden geldin?'' diye sordu. Babam sanki biraz sinirli miydi Atlas'a karşı yoksa bana mı öyle geliyordu?

Atlas gözlerini bana çevirdi ve gözlerime bakarak babamın sorusuna cevap verdi. ''İnsan diğer yarısından uzakta kalmaya artık dayanamadığında çok çaresiz oluyor. Bende çaresiz olmak yerine diğer yarımla tamamlanmak istedim.''

Sus, lütfen ailem burada. Bu ne yapıyordu.

Babam sözleri karşısında boğazını temizlemişti, yüzü kıpkırmızı olmuştu. Abim ise sadece bön bön ona bakıyordu. Ne dedin dercesine...

Anneme döndüğümde beni ona vermeye dünden hazırdı fakat bir dakika. Ben onu affetmedim ki illa bana yaptığının hesabını soracaktım fakat bunun ne yeri ne de zamanıydı.

Bazı Yaralar GeçmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin