4

562 122 56
                                    

"Bir de senin gözlerini gördüm..."

Dördüncü Bölüm

-

Dubai'nin ortalama yükseklikte olan binalarından birinde, şehri izliyorduk. Hava yine bunaltıcıydı ama en azından gökyüzü kapalıydı. Bunun için daha yüksek olan bir binaya çıkmadığımıza sevinmiştim, çoğu yer bulutların üzerinde kalıyordu.

Rash beni karşıladığı aracıyla merkez bir şehre götürmüş ve yaptığı binaları, harcadığı masrafı anlatarak yeni projelerinin benim sayemde çok daha iyi ve sağlam olacağını söyledikten sonra en yeni binasına getirmişti beni.

Benden bir şüphe duymuyordu artık, laf arasında ağzından "Ufaklığa hediye götürmeyi ihmal etme." Diye bir şey kaçırması da bizi dinlediğine emin olmamı sağlamıştı.

Ya sahiden geri zekâlıydı ya da belli etmekten çekince duymayacak kadar özgüvenliydi. Ben nasılsa ilki olduğuna emindim.

"Sana bir çocuğum olduğundan bahsetmemiştim?" dedim ona bakarak. "Onları medyadan ve ortaklarımdan gizliyorum." Diye ekledim sonra. Araştırma yapıp bir halt bulamazsa diye kendimi sağlama almıştım.

Bir an nasıl sıyrılacağını şaşırdı ve yeleğinin cebinden rengi siyah olan pahalı bir sigara çıkartarak bana ikram etti. Düşünmeden aldım, daha önceden içtiğim için nasıl bir şey olduğunu biliyordum. O kendi sigarasını yakarken ben onu beklemeden kendi çakmağımı kullandım ve dumanı içime çekerek havaya bıraktım.

"Yaşın genç ama olgunsun, altı boş laflar etmiyorsun. Baba olmayan böyle oturaklı olmaz." Dedi saçma bir şeyler geveleyerek. Kendi aklınca sigara muhabbetine saracaktı kırdığı potu, oysa ben sigarayı yalnız ve sessizlikte içmekten keyif alırdım.

"Hem biz kardeşiz yahu, bilsem ne olacak?"

Gülümsedim, samimiyetsizdi. Zaten gerçek olmayan bir şeyi bilmesini daha fazla sorgulamayacaktım.

Çektiğim dumanlar arasında "Düşündüğün kadar oturaklı değilim aslında." Dedim ona. Hep aynı şeyi yapıyordum, şüpheleneceği bir şey söylüyor ve bunu onun haksız çıkacağı şekilde ilerletiyordum.

"Annesini pek sevmiyorum, hatta ona yeni bir anne almayı düşünüyorum da denebilir."

Omzuma vurdu birkaç kere, şu hareketten iğreniyordum artık. Yine de sıkıntımı paylaşıp onunla dertleşiyor gibi göründüğüm için buna bir ses çıkartmamıştım.

"Aman yahu, ana analığını yapmıyorsa atarsın olur biter. Seni memnun etmeyen birinden kurtulmak istediğin için vicdan yapma sakın. Çocuğunu da düşünme çocuklar alışır, bak mesela ben diğer annemi öz annemden daha çok severdim."

Sıkıntıyla iç çekti, "Sizdeki sorun bu işte, tek kişiyle evli olabiliyorsunuz. Keşke buradaki gibi birkaç kişiyle evlenebilseydin." Derken sesi öyle üzgündü ki, bir an bana bu yüzden acıdığını düşünecektim.

Midem iyice bulanırken "Evlilik mühim değil istediğimle oluyorum zaten." Dedim. Oluyordum da, yalnızca ilgim olan cinsiyetle evlilik yapmam ülkemde yasal değildi. Bir yandan da onu kandırmaya devam ediyordum. "Oğlum düzgün birine anne desin istiyorum sadece."

"Onu özlemiş gibisin."

Gülümsedim bu söylediğine, yalnızca sigaramı içerken uzağa bakıyordum.

Özlediğim bir oğlan vardı, evet. Fakat bu, onun düşündüğü kişi değildi. Neden özlediğimi ben de deli gibi merak ediyordum açıkçası. Nasıl olduğunu ve ne yaptığını bilmedikçe huzursuzluk kaplıyordu içimi.

Ojos AsíHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin