Gözlerimi açıyorum. Etrafımda kimse yok. Karanlık ve sessiz. Sonra bağırma sesleri, çığlık sesleri duyuyorum. O yöne doğru gittiğimde karşımda hastane görüyorum. İçeriye giriyorum. Karnım şiş. Bir doktor geliyor, kolumu tutup; iğne batırıyor. Sonra başka bir ana geliyorum. Doğumhanedeyim. Ellerimi, kollarımı bağlamışlar. Bağırıyorum, kimse duymuyor. Sonra içimden birşey eksiliyor. Yere bakıyorum bir kap var yerde. İçinde bir bebek... Ellerim bağlı olduğu için bebeği alamıyorum. Bebek kanlar içinde. Kapta ve yerde kan var. İnsanlar etrafımda toplanıyorlar. Annem geliyor sonra. Bebeği alıyor. Ona Laura ismini veriyor. Bebeği alıp götürüyor. Getirdiğinde ellerimi çözüyor. Bebeği giydirmiş. Bebeği bana vermiyor ama. Sonra bir metroya gidiyorum tek başıma. İçeride insanlar var. Bir yere toplanmışlar. Oraya gidince bir kapıdan geçiyorum. Biri beni takip ediyor gibi hissediyorum. Gördüğüm ilk odaya giriyorum. Odada bir masa var. Masaya oturuyorum makyaj malzemeleri var. Bir ruj alıp aynaya bakıyorum. Bu ben değilim. Aynada gözleri çekik koreliye veya japonya benzeyen bir kadın var. Yüzüme dokunuyorum. Hissediyorum. Ruju dudaklarıma sürüyorum. Bir Koreli gibi. Sadece ortasına. Sonra biri giriyor içeriye.
"Malzemelerinizi aldınız mı efendim? Çekimlere geç kalacağız"
"Aldım" diyorum. Kadın masadan birkaç şey daha alıp çantaya koyuyor. Ve odadan çıkıyoruz. Sonra bir yere geliyoruz. Bizi bekliyor gibi insanlar var. Yere düşüyorum...
Gözlerimi araladım. Karl gece bizi odamıza getirmiş olmalıydı. Hava hâlâ karanlıktı. Saate bakma gereği duymadım. Sıcak basmıştı. Üzerimdeki pijamayı çıkarıp yere attım. Karlın üzeri açılmıştı. Üzerini örttüm ve ona sıkıca sarılıp uyumayı bekledim. Gözüme uyku girmiyordu. Of amina koyayım! Neden izledik ki o filmi?
Karl yanımda uyuyordu hâlâ. Ses yapmadan yataktan kalkıp mutfağa girdim. Birkac kahvaltılık hazırladım. Yumurta kırdım ve omlet yaptım. Hassiktir evde süt kalmamış! Markete gitmem gerekiyor galiba. Karlı mı yollasam ki? Neyse ben giderim. Odaya çıkıp ses yapmadan üzerime bir eşofman takımı geçirdim. Yanıma para aldım ve evden çıktım. Telefonu evde bırakmıştım. Nasılsa eve geri gelecektim. Market yakındı. Karl bilerek yakın seçmişti, kaybolmamam için. Markete girip sütü aldım. Canım çikolata çekmişti. Sanırım yakın zamanda regl olacaktım. Birkaç paket çikolata ve cips aldım. Karl ne seviyordu?? He hatırladım! Beyaz monster. Birkaç kutu da beyaz monster aldım. Sonra kasaya yöneldim. Kasanın kenarında bir ruj dikkatimi çekti. Rüyamda gördüğümün aynısıydı. Onu da alacaktım.
"125 dolar" kartı uzattım. Ödedim ve evin yolunu tuttum. Yolda küçük bir yavru kedi gördüm. Bembeyaz bir kediydi. Ama üstü başı kan olmuştu. Onu da elime aldım. Gerçekten kan kokuyordu. Bu biraz iğrençti. Ama yine de eve götürecektim. Eve yürüyordum az kalmıştı. Sadece bir sokak... Biri yolumu kesti.
"Sen Mania olmalısın"
"Buyrun?"
"Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?"
"Tabii" kız gelip fotoğraf çekti. Sonra teşekkür edip gitti. Bende eve gittim. Kapıyı açtığımda Karl karşımdaydı. Endişeliydi. Çünkü üzerimde kan vardı. Kedi ceketimin içindeydi. Üşümesin diye oraya koymuştum.
"N-ne oldu?"
"Hiç bişey olmadı aşkım?"
"Üzerinde neden kan var bebeğim?"
"Kedi.."
"Ne kedisi?" Kediyi çıkardım. Karl üzülmüştü.
"Onu yıkamamız gerek..."
"Sonra da veterinere götürürüz." Kafamı salladım. Gelirken kedi şampuanı da almıştım. Ne ara aldığımı sormayın. Kediyi banyoya götürüp yıkadık. O yıkanırken bizi de yıkamıştı. Her yerimiz ıp-ıslak olmuştu. Karl gülmeye başladı.
"Neden gülüyorsun karlll???"
"Yüzünde köpük var" elimle yüzümü sildim. Sonra sadece yüzümde köpük olmadığını farkettim. Her yerim köpük olmuştu.
"Bende mi yıkanacağım?"
"Hım hım" kafasını salladı.
"Bende kediyi alt sokaktaki veterinere götüreyim"
"Tamam bebeğim.." Karl gitmişti. Bende soyunup küvete girdim. Ben çıkmadan Karl gelmişti. Kediyi veterinere bırakmıştı. Banyonun kapısını çalıp içeriye girdi.
"Güzelim ben yatıyorum. Biraz uyuyacağım. Çıkınca beni uyandırırsın?"
"Tamam aşkım sen yat" Karl gitti. Bende güzelce yıkandıktan sonra çıktım. Kurulanıp üzerimi giyindim. Sonra mutfağa girip yarım kalan kahvaltıyı hazırladım. Karl neredeyse 1-2 saat kadar uyumuştu. Bu gün çekim vardı gitmemiz gerekti. Odaya gidip karlı uyandırdım. Hale bak yiyeceğim!
