Kasımdan başlamak istiyorum:
(Kasım çiçeğimiz↑)
"BABA!" anne lütfen beni kurtar... Sana ihtiyacım var! Ben bebekken geldiğin gibi gelsene yine ansızın? Seni bekliyorum annem. Gel kurtar beni...
"KES SESİNİ LANET OLASI VELET!" şu an neredeyim bilmiyorum. Tek istediğim ve beklediğim,annemin gelip bana yardım etmesi...
"Ne istiyorsunuz benden?" Ağlarken sordum..
"Bakalım melekler gerçek miymiş?"
"N-ne?"
(Yazar notu: şu an bayağı bir bilim kurgu olacak bu bölüm..)
"Melekler gerçek mi? Neyini anlamadın?"
"Kimden veya neyden bahsettiğinizi anlamıyorum"
"Anneni diyoruz!"
"B-benim annem beni doğururken öldü ama.."
"Demek istediğimiz de bu ya hani! Annen gelip seni kurtaracak, biz ise onu yakalayacağız. Sonra da bir daha gelmesin diye onu yok edeceğiz"
"HAYIR!" anneciğim lütfen gelme.. ben kendimi kurtarırım. Lütfen gelme!
Şu ses de nesi? Parıltı gibi ama sesi sanki?(Şablonlardan yararlanarak çizdim)
"Seni korumalıyım güzel kızım.."
"ANNE GİT BURADAN! BU BİR TUZAK! SENİ YAKALAYACAKLARINI SÖYLEDİLER!"
"Kasım, bebeğim artık 17 yaşındasın. Mektubumu oku güzel kızım..."
"A-anne gitme n'olursun?"
"Sana son bir kez sarılayım gel"
"İSTEMİYORUM!"
"A-ama"
"Bana babamın yaninda sarıl anne... Şimdi benden uzak dur ki kurtulayım..."
" B-bekle kızım. Sana gücümü vereceğim. Tanrı yardımcın olsun..."
Alnıma dokundu, kafamda sanki şimşekler çakıyor. Ama sonra geçti. Annemin yok olduğunu hissettim. Baktığımda gerçekten de yoktu... Savaşmaya başladım. çorabıma sıkıştırdığım bıçağa baktım. Hala oradaydı. Ve işime yarayacaktı. Adnan denen adamı bacağından yaraladım.
"Seni lanet velet! YAKALAYIN!!!"
Üzerime koşan adamları teker teker yere yıktım. İyiki dayım sayesinde dövüş eğitimi almıştım. Bir yerde işime yarayacaktı biliyordum.
"Daha fazla adamın var sanıyordum"
"Ah var tabi ahh!!"
"Canin yanıyor, biliyorum. Ama zerre umrumda değilsin Adnan"
"Seni öldüreceğim" bunu Türkçe söylemişti. Fakat ne dediğini anlamamıştım.
"I'M GOİNG TO KİLL YOU KASIM!"
"bende seni öldüreceğim Adnan"
Bıçağı elimde çevirip adanın tam göğsüne sapladim. Bağırıyordu ama sesi çıkmıyordu. Gözümü kan bürünmüştü. Vicdanım hiç sızlamadı, gayet rahattı. O da biliyordu adanın kötü biri olduğunu!
"Şimdi ne yapacağım? Sanırım yaralandım?"