0.2

827 22 29
                                    

Sabah uyandım bacaklarım ağrıyordu. Aşağıdan bir ses duydum. Merakına yenik düşüp aşağıya indim. Herkes aşağıdaydı.  Sarı saçlı kadın ve abim koltuktan fırlayıp yanıma geldiler. Abim beni kucakladı. Kadın ateşime baktı.
"Sonunda düşmüş!" Dedi ve derin bir nefes verdi.
Abim ben kucağındayken koltuğa yürüdü ve beni koltuğa bıraktı.
"Hangi rüzgar attı seni Amerika'ya?" Dedi kris.
"Jimmyi ve seni özledim. Olamaz mı? Ve babam biraz şeydi... Neyse işte önemli değil! Siz beni hiç mi özlemediniz???" Kris gelip sarıldı.
"Özledik tabi maniş. Ozlemez olur muyuz hiç?"
"Bilmem... eee abi bunlar kim?" Dedim ekibi göstererek.
"Birincisi ben bunlar değilim. İkincisi ismim chandler ve yanındaki siyah saçlı kadın yani, Cara benim karım"
"Abi mi dedin sen?" Dedi ismini bilmediğim çocuk.
"E-evet abi dedim?"
"Kardeş misiniz?"
"Evet? Ahhh her neyse ismin nedir?"
"İsmim Karl. Karl Thomas Jacobs. 24 yaşındayım. Bekarım, sevgilim yok-"
"nE? Sen 24 yasindaysan ben ölmüşüm!"
"Kimliğimi göstereyim mi?" Çıkarıp gösterdi. Gerçekten de 24 yaşındaydı hatta birkaç ay sonra 25 olacaktı.
Şaşkınım hemde çok.
"İnandın mı?"
"Hım hım devam et?"
"Ne diyordum?"
"Bekarsın , sevgilin yok?"
"Hiç sevgilim olmadı..." Diyip yere çöktü ve yüzünü kapattı. Duygu sömürüsü mü yapıyordu lan bu!?
Yanına gidip elimi kafasının üzerindeki elinin üzerine koydum. Elleri... Elleri yumuşacık ve sıcacıktı.
"Üzülme yaa elbet karşına çıkar güzel bir kız"
"Umarım o sen olursun..." Dedi fısıldayarak. Duymamış gibi yaptım.
"Anlamadım?"
"H-hicc birşey demedim!"
"Pekâlâ öyle olsun bakalım. Hadi gel kalk." Kalkıp elimi ona uzattım ve kaldırdım onu. Neyim ben güçlü falan mı? OMG yakından hiç bu kadar bakmamıştım. Boyu bana göre çok uzun. Aramızda dağlar kadar fark var resmen! Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Utanmıştı sanırım. Eliyle saçlarını karıştırdı. Parmaklarındaki oje mi onun? Bir de kendi parmaklarıma baktım. Dolmaya benziyordu benimkiler üzerinde de pembe oje vardı tırnaklarım kısaydı.
Ben elime bakınca şaşırmış olsa gerek gülmeye başladı.
"Miniciksin sen yaa"
" sende abimden miniksin ben birşey diyor muyum?"
"Tamam tamam kızma hemen."
"Pekâlâ"
"Peki mania sen kaç yaşındasın 11.? 12?"
"Dııt! 22 yaşındayım ben"
"Hahaha inanmam! Sen 20 bile olamazsın"
"Nedenmis genç göstermem benim suçum mu?"
"Ama çocuk gibisin?"
"Bekle geliyorum!" Yukarıya çıkıp valizimden cüzdanımı çıkarttım. İçinden kimliğimi alıp aşağıya indim.
Kimliği ona uzattım. Şaşırmıştı. Doğal olarak yani.
"Tamam inandım tamam"
"Ben gidiyorum sende gel!"
"Nereye?"
"Koltuğa!"
"Tamam" deyip gülmeye başladı. Koltuğun yanına geldim koltuklar yüksekti. Neden bilmiyorum ama. Sanki devlere göreydi. Koltuğa ilk önce kollarımı attım. Sonra sağ bacağımı attım. Sol bacagimla zıplayıp koltuğun üzerine çıktım. Deri olduğu için kaymadım. Derin bir nefes verdim sonra. Bana bakan herkes gülüyordu. Ardından çok geçmeden kapı çaldı gelen krisin karısıydı. BEKLE O DA NEDİR?
Kucağında bir bebek vardı!!!
Bebeği görünce gözlerim açıldı birden. Koltuktan atlayıp bebeğin yanına gittim.
"Merhaba küçük bebek?"
"M-mey-ha-baa"
"AAAA konuşuyor buuu!!"
"Ehehehe"
"Katie bana verir misin bebeği?" Bebeği bana uzattı. Bende aldım.
"Adın ne seninn?"
"T-tucker"
"Yerim senii!" Hepsinin gözlerinden gülmekten yaşlar gelmişti.
"Yürüyor mu?"
"Ne yürümesi koşuyor bilee!!"
"Pist tucker beni yakalasana!" Onu nazikçe yere bıraktım. Düşmediğinden emin oldum ve koşmaya başladım. yavaş koşuyordum adaletli olsun diye. Karl tuckeri kucaklayıp arkamdan koşmaya başlayınca hızlandım.
"HAKSIZLIK BUUU" önüme bakmadığım için halının köşesine takılıp düştüm. Burnumu yere çarptım kanamaya başladı.
Karl tuckeri annesine verip yanıma koştu.
"İyi misin güzelim?"
"Ha-"
"Şey ben öyle demek istemedim... Özür dilerim."
"İyiyim yakışıklım sadece biraz şaşırdım. Duymaya alışık olmadığım bir kelime de"
"Anladım" deyip gülümsedi.
"Hemen geliyorum!" Gidip elinde peçete rulosu ile geri döndü.
"Teşekkürler"
"Ricalarrr"
Şu an mutfataydık. Abimler de salondaydı. Bizi görmüyorlardı yani.
Karl yere diz çöktü ve beni kendine çekti. Sırtım karlin göğsüne değiyordu.
"Ben yaptım ben temizleyeceğim."
Nazikçe ekindeki peçeteyi burnuma tuttu. Uyandığım için yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Yanıyordum resmen!!
"Öhöm öhöm" bu chandler olmalıydı.
"Çifte kumru görüyorum buradaaa!!!"
Bağırarak söylemişti bunu. Herkes mutfağın girişine toplandı. Karl benim gözlerimin içine dalmış olsa gerek ki hiç birşey duymuyor, görmüyordu.

Mr Beast İlk Kız Üyesi Jimmy'nin Kız Kardeşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin