"Herneyse, sürtüğün tekiydi."
Başımla onayladım.
Jisoo araya girdi.
"Sevgiliside aynıydı. Birbirlerini nasıl buldular acaba?"
Sohbet beni sıkmaya başlayınca ayağa kalktım. İkisininde bakışları bana kaydı.
"Ben sıkıldım. İçmeye gidiyor muyuz?"
Jennie'nin gülümsemesi büyüdü.
"Tabii ki. Hadi Jisoo."
Jisoo da hemen kalktı. Çantamdan hızlıca arabamın anahtarını çıkardım.
Onlarda binince arabayı çalıştırdım. Hareket etmeden önce onlara döndüm.
"Babamın mağazasına gidiyorum. Yeni kıyafetler alıp direkt oraya geçiyoruz."
Başlarıyla onayladıklarında gaza bastım.
-
Kulübe girdiğimizde etrafa göz attım. Burada sürekli eski sevgilimle karşılaşıyordum çünkü. Onu görmeyince gülümseyip bar kısmına oturdum.
Bugün sadece içmek istiyordum. Eğlenmek değil.
Jisoo ile Jennie tabiki de hemen dans etmeye başlamışlardı. Her zaman böylelerdi. Onları çok umursamayıp barmene döndüm.
Karşımda bu kadar güzel birini görmeyi beklemediğimden duraksadım.
Simsiyah uzun saçları ve kahkülleri vardı. Dolgun dudakları ve harika gözleriyle mükemmel görünüyordu.
Sol tarafımda oturan bir adamla konuşuyordu. Sesi bile güzeldi.
Adama içeceğini verip bana döndü.
"Ne istersiniz?"
"Seni."
Kaşlarını çattığı anda gülümsedim.
"Şakaydı, bira."
İfadesizce arkasını döndü.
Bende bundan sonra onu elde etmeye çalışacaktım.
-
Biramı önüme koyduğu anda kafamı kaldırdım.
"Neden bu kadar ciddisiniz barmen hanım?"
Samimiyetsizce gülümsedi.
"Aslında ciddi değilim. Çok fazla ciddiyetsiz insanlara karşı böyleyim."
Kaşlarım havaya kalktı. Ben çok mu ciddiyetsizim?
"Kim o ciddiyetsiz?"
Dudağını büktü.
"Bilmem ki."
"Hadi ama, içerken neden ciddi olmamız gereksin ki?"
Birayı kafama diktim. Bardağı masaya koyup kafamı geri kaldırdım. Öylece bana bakıyordu.
"Soru sormaya devam etmeyeceksen işlerime dönüyorum."
Arkasını döndüğü anda seslendim.
"Soru sormaya devam edeceğim. Bana bakar mısınız?"
Bana geri döndüğü anda yanımda bir hareketlilik hissettim. Jisoo ile Jennie gelmişti. Barmen onlara kısaca göz gezdirip arkasını geri döndü. Jisoo'ya döndüm.
"Gerçekten, başka zaman gelemez miydiniz?"
"Neden?"
Derin bir nefes aldım.
"Boşver. Jennie iyi mi?"
Jennie'ye baktı.
"Pek öyle görünmüyor."
Barmene geri döndüm.
"Hey, barmen!"
Birkaç saniye durup kafasını bana çevirdi.
"Buyurun."
Bardağımı uzattım.
"Bira istiyorum."
Bardağı elimden alıp doldurdu.
Bardağı alıp kafama diktim. Yeniden uzattım.
"Bira."
İçinden birşeyler söyleyerek bir daha doldurdu. Yeniden kafama diktim. Bir daha uzattım. Tamamen benimle ilgilenmesini, başka tarafa dönmemesini istiyordum.
"Bir bardak daha."
Bardağı itti.
"Yeter bu kadar."
Başımı iki yana salladım. Kendimi kötü hissetmeye başlamıştım bile.
"Yetmez."
Tam lafımı bitirdiğim anda bardak elimden düştü. Bir anda başıma ağrı girdi. Oturduğum yerden hızlıca kalktım. Hızlı adımlarla lavaboya girdim.
Kabinin kapısını açtığım anda karşımda barmeni gördüm. Endişeli görünüyordu.
"İyi misin?"
Başımı iki yana sallayıp ona doğru birkaç adım attım.
"Çok içtiğini söylemiştim."
Onu duvara yaslayıp konuştum.
"Benim midemi bira değil, güzelliğin bozdu."
Beni hafifçe ittirip kulağıma yaklaştı.
"Kötü kokuyorsun, bunu başka zaman yapalım. İstediğin zaman buraya gel."
Sesi beni dondurmuş, olduğum yerde kalmıştım. Tuvaletten çıktığında kendime geldim.
Demek bunu istiyordu.
//
BISMILLAH
BASLIYLRUM
kendimi okuyacagim muhtemelen bir tek
Bir insanin hicbir ficimi duzgun okunmaz ya
Neyse basladim
hayirli gunkerr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rich
FanfictionLalisa paradan hoşlanan, Chaeyoung ise bundan bolca bulunduran biriydi. Bu şekilde birbirlerini bulmuşlardı.