kang do-yun

112 16 6
                                    

Yavaşça ayrıldığımda gözleri kapalıydı. Kolundan yatağa çektim. Gözlerini açtı. Yavaşça itip yatağa yatırdım. Hiçbir şey yapmıyordu.

Üstüne eğildim.

"Artık farklı değil misin barmen?"

"Farklıyım. Yalnızca hatamı düzelttim."

"Bana hiç öyle gelmedi."

Birşey demedi. Arada bir vücuduma bakıyordu.

"Çok mu beğendin? İstersen senin olsun."

Gülümsedi.

"Evet, güzelmiş. Ama sağ ol, daha iyilerini gördüm."

"Hatanı düzeltmek için neden çıplak olduğum bir zamanı seçtin? Cevabına göre seni bırakacağım."

Biraz durdu.

"Denk geldi."

"Hayır, beğenmedim. Bırakmayacağım."

Tam birşey diyeceği esnada aklıma gelen şeyle sırıttım.

"Sen benim vücudumu gördün. Ben neden seninkini görmüyorum?"

Gözleri büyüdü ve kaşları havaya kalktı.

"Ne?"

Doğruldum.

"Hadi."

O da yatakta doğrulup oturdu.

"Ne saçmalıyorsun?"

"Ben bu hâldeyken gelip öpen sensin. Sonra ben saçmalıyorum, öyle mi?"

Ayağa kalktı.

"Öyle."

Odadan çıkacakken kolundan tuttum.

"Amacın ne barmen? Bu sadece bir hata telâfisi değildi."

Derin bir nefes aldı.

"Bir anda istedim, yaptım. Tamam mı? Şimdi karşında soyunmak istemiyorum."

Birşey demedim, odadan çıktı.

-

"Dışarıda yiyelim mi?"

"Fark etmez."

"Üstünü değiştir, çıkalım."

"Senin işlerin yok mu?"

Gülümsedim.

"Artık yok."

Ayağa kalktı.

"Peki, gidelim."

Odasına girdi. Bende onu beklemeye başladım.

-

Arabaya bindiğinde ona döndüm.

"İyi misin? Garip görünüyorsun."

Bana baktı. Biraz şaşkın görünüyordu.

"Ne?"

Kaşlarımı çattım.

"İyi misin gerçekten?"

Başını hızla salladı.

"Evet, evet. İyiyim."

Önüne dönünce arabayı çalıştırdım.

-

Masaya oturup siparişimizi verdik. Yiyecekler gelene kadar hiç konuşmadık. Arada bir telefona, bazen de birbirimize baktık ama hiç konuşmadık. Garson gelince konuştu.

"Teşekkürler."

"Başka bir isteğiniz var mı?"

"Yok."

richHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin