Ertesi gün beklemediğim birşey oldu. Annem beni aradı. Yataktan kalkıp telefonu açtım.
"Park Chaeyoung. Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Şunu yapmayı kes Chaeyoung."
Samimiyetsizce güldüm.
"Pardon anne, senin varlığını unutmuşum da."
"Her neyse, artık seni bekleyemeyeceğim. Bugün buluşman var, hazır ol."
"Saçmalama! Gidemem."
"Neden?"
"Sevgilim var, olmaz."
"Babanı aramamı mı istiyorsun Chaeyoung? Neden hiçbir zaman sözümü dinlemiyorsun?"
"Çünkü sözlerin saçma. Saçma seyleri dinleyemem!"
"Pekâlâ, babanı arıyorum. Hoşçakal."
İçimden küfürler ederken son kez seslendim.
"Saat kaçta?"
O an gülümsediğini hissettim.
"Akşam altıda. Konumunu sana gönderirim. Sevgilini akşam altıya kadar yok et kızım. Hoşçakal."
Şu tatlı sesle konuşması beni deli ediyordu. Cevap vermeden telefonu kapattım.
Her zaman böyle yapıyordu. Hiçbir zaman beni dinlemez, hep kendi isteklerini yerine getirmemi isterdi.
Bu tarz konularda babamı çok iyi manipüle ediyordu. Bu yüzden babamı aramasını istemiyordum. Olaylar fena bir şekilde büyüyordu.
Buluşmaya mecburen gidecektim. Sonrasını bir şekilde hallederdim.
Sadece Lalisa'ya söylemekten emin değildim.
-
Şirketten dönerken Lalisa'ya döndüm. Tam konuşacakken o konuştu.
"Yemek yemeye gidelim mi?"
Duraksadım. Şimdi hiç sırası değildi ama ne diyecektim ki?
"Ben seni eve bıraksam olur mu?"
Kaşları hafif çatıldı.
"Neden?"
İstemsizce dudağımı ısırdım. Gerçekten, bu sorun olabilirdi.
"Sadece, küçük bir işim var. Bugünlük böyle olsa?"
"Peki."
Birkaç dakika sonra bir marketin yanından geçerken Lalisa konuştu.
"Chaeyoung, burada durur musun?"
"Neden?"
Yavaşladım ve durdum.
"Birşeyler almam gerekiyor."
"Tamam."
O inip markete girdi. Bende telefonumla ilgilenmeye başladım.
-
Evinin önünde durduğumda bana yaklaşıp yanağımdan öptü. Sonra da arabadan indi.
"Sonra görüşürüz."
-
İlk eve gidip üstümü değiştirdikten sonra annemin attığı konuma gittim. Arabadan inip içeriye girmeden annemi aradım.
"Efendim?"
"Kiminle buluşacağım?"
"İçeriye girince seni yönlendirecekler. Bence onu çok seveceksin."
Dediğini umursamayıp içeriye girdim. Onu seveceğimi hiç sanmıyordum.
Etrafa bakındım. Yanıma bir çalışan geldi. Bir masayı gösterdi.
"Sizi şu masada bekliyorlar."
"Teşekkürler."
Masaya doğru ilerlerken yüzünü görmeye çalıştım.
Annemden de bunu beklerdim. Bunca yıl sonra beni çocukluk aşkımla buluşturmuştu.
-
Masaya yaklaşınca beni fark etti. Muhtemelen benimle buluşacağını biliyordu. Beni görünce gülümsemişti. Ayağa kalktı.
"Chaeyoung, annen seni ikna etmiş."
"Evet, seni de."
Birşey demedi, ikimizde oturduk. Birşey demek istiyordum ama nedense kendimi garip hissediyordum.
"Bir sorun mu var?"
Başımı hızla iki yana salladım.
"Hayır, yok."
"Peki. Hayatın nasıl gidiyor?"
Önceden de ben kötü hissettiğimde hep böyle sorular sorardı.
"İyi sayılır."
"Sayılır? Bence iyidir. Yani güzelsin, zekisin falan."
Biraz yüzüne baktım. Çok fazla değişmemişti. Yine yakışıklıydı. Yine iyiydi.
"Sen ne iş yapıyorsun? En son gastronomi okumak istediğini söylemiştin."
Başını salladı.
"Bir restoranım var, yurt dışında."
"Sevindim. Şey, annem sana ne dedi?"
Gülümseyip başını hafifçe eğdi.
"Aslında, anneni ben aradım."
Kaşlarım havaya kalktı.
"Neden?"
"Numaranı isteyecektim."
Başını yavaşça kaldırdı. O an anladım, beni sevdiğini. Küçükken ben onu severdim, şimdi ise o beni seviyordu.
//
Endiseye mahal yok arkadaslar
Coook iyi biri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rich
FanfictionLalisa paradan hoşlanan, Chaeyoung ise bundan bolca bulunduran biriydi. Bu şekilde birbirlerini bulmuşlardı.