Lalisa ile birlikte Jisoo'dan biraz uzaklaştık.
Bana bir anda sarılınca irkildim.
"Çok özür dilerim, gerçekten."
Omuzlarından tuttum.
"Tamam, şimdi neler olduğunu anlat."
Sessizce yutkundu.
"Patron diye bahsettiği adam benim ilk avlarımdan biriydi. Onunla ilgili birkaç hata yaptığımdan bu duruma düştüm. Çok hızlı davrandığım için onu tam olarak tanıyamadım. Böyle, mafya gibi birşey olduklarını öğrendiğimde ondan uzaklaşmıştım ama beni arada bir tehdit ederek çağırıyordu. Yine birkaç sefer birlikte olmuştuk. Bir süre sonra onunla tüm bağlantımız kesip buraya taşındım. Seninle tanıştıktan sonra bu ilk gelişi. Bunun olacağını biliyordum ama bugün olacağını tahmin etmiyordum. Zaten yakında kendime yeni bir ev alacağım."
"Daha fazla bu evde duramazsın zaten. Bir süre benimle kal."
"Tamam."
Kısa bir sessizlikten sonra çekinerek konuştu.
"Beni affettin değil mi?"
"Seni affetmemi gerektirecek bir şey yapmadın Lalisa."
Gülümsedi.
"Peki o zaman."
Elimi tuttu ve Jisoo'ya doğru yürümeye başladı.
"Geldiğin için teşekkürler."
Jisoo başını salladı.
"Rica ederim."
-
Birkaç gün sonra şirketteyken kapım tıklandı.
"Gir."
Asistanım içeri girdi.
"Bayan Park, bir adam sizi görmek istiyor."
"Kim?"
"Söylemedi, biraz sinirliydi."
"Gelsin."
Kalemimi masamın üstüne bıraktım. İçeriye uzun, takım elbiseli bir adam girdi.
Bir anda üstüme doğru gelmeye başlayınca ayağa kalktım.
"Sen mi yaptın lan?"
Sesimi yükseltmeden sakince konuştum.
"Neyi?"
"Neyi olacak? Adamımı içeri artırmışsın!"
Bu adam, Lalisa'nın bahsettiği adam olmalıydı.
Bana yaklaşmaya devam ederken masamın kenarındaki acil durum düğmesine bastım. Çıkan ses onun dikkatini dağıtınca bacağına tekme attım.
"Siktir git. Senin gibilerle uğraşacak vaktim yok benim."
Ona doğru bir adım attım.
"Ayrıca, bir daha Lalisa ile uğraşmayacaksın. O zaman tekmeyle kalmam."
İçeriye iki tane güvenlik görevlisi girince adamdan biraz uzaklaştım.
Adam gülmeye başladı.
"Manobal şimdi de seni mi bulmuş? Onun kim olduğunu biliyor musun ki?"
Cevap vermeyip yerime oturdum. Güvenlik görevlileri gelip adamın kollarından tuttular. Adam bağırmaya devam ediyordu.
"Hepinizi bitireceğim!"
Umursamadım ve işlerimi yapmaya devam ettim.
-
Şirketten çıktığımda Lalisa aradı.
"Alo."
"Chaeyoung, evinin önüne gelir misin?"
"Neden? Orada mısın?"
"Evet, acele et."
"Peki."
Telefonu kapatıp arabaya bindim.
-
Arabamı park edip indim. Kapımın önünde duran Lalisa'yı görünce istemsizce gülümsedim.
Gülümseyerek el salladı. Hızlı adımlarla yanına gittim.
"Sana bir sürprizim var."
Sorar bakışlarla kafamı salladım.
Eliyle bir evi gösterdi.
"Bu evi satın aldım. Bundan böyle komşuyuz."
Benim evimin hemen yanındaki evi gösteriyordu. Evlerimiz çok yakındı. İstediğimiz her an balkona çıkıp birbirimizi görebilirdik.
Gülümseyerek Lalisa'ya döndüm.
"Bu harika bir haber. Direkt bana taşınsaydın daha iyi olurdu ama önemli değil."
Gülümsemesi daha da büyüdü.
"Hadi, eşyalarımı yerleştirmeme yardım et. Çok işim var zaten."
Eliyle alnındaki teri siler gibi yaptığında güldüm.
-
Cok cok cok cok cok cok cok ozur
Bu uygulamanin varligini unutmusum yanlislikla
Bir dahaki bolum hic gelmeyebilir bu yuzden beklemeyin
Uzgunjmmm:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rich
FanfictionLalisa paradan hoşlanan, Chaeyoung ise bundan bolca bulunduran biriydi. Bu şekilde birbirlerini bulmuşlardı.