"Ne konuştuğunuzu anlatır mısın?"
"Ben senin numaranı isteyince bana bu buluşmayı teklif etti. Ben seni nasıl ikna edeceğini sorunca ben hallederim dedi. Saati ve yeri söyledi. Bu kadar."
"Emin misin?"
Duraksadı.
"Sevgilin mi var?"
Derin bir nefes verdim.
"Ne alaka şuan? Sana başka şeylerde söylemiştir eminim."
Biraz tedirgin olmuştu.
"İkinci kez aradığında sevgilin olduğunu, sizin ayrılmanız gerektiğini söyledi. Beni özellikle uyardı."
"Anladığıma göre onu pek dinlememişsin."
Gülümsedi.
"Evet, dinlemedim. Ama sevgilinin olması beni biraz üzdü."
"Sebebini açıkça söyler misin?"
"Senden hoşlanıyorum Chaeyoung. Ama merak etmene gerek yok. Çok büyük bir hoşlantı değil. Zaten sevgilin varmış. O yüzden, bunu unutabilirsin."
Gülümsedim.
"Peki. O zaman, şimdi ne yapalım?"
"En azından bir yemek yiyelim. Annenle sorun yaşama."
"Haklısın."
Birkaç dakika sonra siparişlerimizi verdik.
"Sen neler yapıyorsun?"
"Ben...şirketle uğraşıyorum. Bu arada, şirketimi biliyorsun değil mi?"
"Evet, annen söylemişti. Sevgilinle nasıl tanıştın?"
"Sevgilim, modelimiz."
"Güzel olmalı."
Gülümsedim.
"Evet."
-
Nihayet yemekten eve geldiğimde Lalisa'yı aradım.
"Efendim?"
"Neredesin Lalisa?"
"Evdeyim, sen?"
"Bende. Sana geleyim mi?"
"Aslında, çok yorgunum. Yatacağım şimdi."
"Peki, iyi geceler o zaman."
"İyi geceler."
Telefonu kapattığım an birşey fark ettim.
Lalisa bana yemeğe gitmek istediğini söylemişti. Hiç yorgun gibi de görünmemişti.
Tabii ki merak etmiştim. Bunu, kendimi bir anda onun evinin önünde bulunca anlamıştım.
-
Tam binaya girecekken Lalisa'nın sesini duydum. Binanın girişinde, merdivenlerini önünde bir adamla konuşuyordu.
"Sana bir daha buraya gelmemeni söylemiştim. O patronuna söy-"
"Patron seni istiyor."
"Siktirsin gitsin."
"Üç katını verecek. İyi düşün."
"İstemiyorum."
"Önceden olsa hemen atlardın, ne oldu? Zengin koca mı buldun yoksa?"
"Kes sesini!"
Tam o sırada bir tıkırtı duydum. Merak edip gizlice içeri baktım. Kim olduğunu bilmediğim adam, Lalisa'nın kafasına silah dayamıştı.
"Patron seni istiyor, dedim. Tam duyamadın herhalde."
Lalisa duraksamıştı. Ne yapacağımı bilememiş, telefonumu çıkarmıştım.
Hızla Jisoo'ya mesaj attım. Ararsam sesim duyulabilirdi.
Chaeyoung
Polislerle birlikte Lalisanın evine gel
Acele et
İçeriye baktım. Lalisa zor durumda kalmış gibi görünüyordu. En sonunda, elini adama uzattı."Önce para."
Adam büyük bir çantadan bir miktar para çıkarırken Lalisa etrafına baktı. Beni görünce ağlayacak gibi olmuştu. Ağzını oynatmıştı.
"Yardım et."
Endişelenmesin diye hafifçe gülümsedim.
Adamın elinden parayı aldı ve saydı.
"Üç katı demiştin?"
"Geri kalanını sonra vereceğim. Sana güven olmaz, malûm."
Lalisa derin bir nefes verdi.
"Bekle, üstümü değiştireyim."
Lalisa merdivenlere yöneldiğinde adam da onun arkasından çıkmaya başladı.
Dayanamayıp içeri girdim. İkisininde bakışları bana döndü.
Gülümseyip ikisine baktım.
"Lalisa Manobal isimli birini tanıyor musunuz acaba? Burada oturuyor diye biliyorum."
Konuştuğum anda Lalisa'nın gözlerinin parladığını gördüm. Gülümsedi.
"Ben Lalisa Manobal, buyurun."
Lalisa'ya doğru birkaç adım attım.
"Öyle mi? Ne tesadüf. Biraz konuşabilir miyiz? Çok kısa sürecek."
Lalisa adama baktı.
"Fazla sürmez, hemen gelirim."
Adamın birşey demesini beklemeden hızlı adımlarla merdivenlerden çıktık. Eve girince Lalisa bir anda bana sarıldı.
"İyi ki varsın Chaeyoung! Bir an öleceğimi sandım."
Bende kollarımı beline sardım.
"Ben olduğum sürece birşey olmaz, merak etme."
Bir anda geri çekildi.
"Şimdi ne yapacağız?"
"Jisoo buraya geliyor. Hiç merak etme."
Kocaman bir gülümseme yayıldı yüzüne. İstemsizce bende gülümsedim. Birkaç saniye sonra hızlı adımlarla pencerenin önüne gitti. Sonra bana döndü.
"Ne zaman gelir?"
Tam konuşacağım sırada kapıdan ses gelmeye başladı. Birisi kapıya sertçe vuruyordu. Lalisa hızlı adımlarla kapının yanına gidip delikten kim olduğuna baktı.
Sonra yavaşça bana döndü. Sessizce konuştu.
"Sıçtık."
//
Sictik arkadaslar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rich
FanfictionLalisa paradan hoşlanan, Chaeyoung ise bundan bolca bulunduran biriydi. Bu şekilde birbirlerini bulmuşlardı.