Arkama yaslanıp ona baktım. Yavaşça gözlerini açıp etrafa baktı. Beni görünce kaşları havaya kalktı.
"Chaeyoung, gelmişsin."
Başımı salladım.
"Evet, bir süre önce."
"Üzgünüm, ben-"
"Sorun değil, ne söyleyeceksen söyler misin?"
Derin bir nefes verdi.
"Ben konuşmak istedim."
"Tabii, konuşalım. Dinliyorum."
"Muhtemelen benim şuanda Minnie ile birlikte olduğumu düşünüyorsun."
Başımı onaylar şekilde salladım.
"Normal olarak."
Biraz duraksadı. Üstümde göz gezdirdi. Sonra bakışlarını tekrar gözlerime çıkardı.
"Ben Minnie ile birlikte değilim. Ayrıca, biz ayrılmadık."
"Evet, önce ayrılalım. Sonra Minnie ile ilişkini yaşarsın."
Bakışlarını odanın diğer tarafına kilitledi. Daha sonra ayağa kalktı. Tam önümde durdu. Elimi uzattı.
"İçelim mi?"
Elini tutup ayağa kalktım.
"Önce şu belirsizliği ortadan kaldıralım. Minnie ile beraber olmak istiyor musun?"
"Hayır."
"Peki, ayrılmak istiyor musun?"
"Hayır."
Elimi çektim.
"O zaman ne istiyorsun Lalisa? Anlayamıyorum seni."
Yine cevap vermedi, gözlerime öylece bakmaya devam etti. Sesim yükseldi.
"Lalisa!"
Cevap vermeden beni mutfaktaki masaya oturttu. Tepki vermedim çünkü tükenmiştim.
Mutfak dolabından bir şişe şarap çıkardı. İki tanede bardak getirip masaya koydu.
Yavaşça bardağıma şarabı doldururken onu izledim.
Şişeyi çektiği anda bardağı kafama diktim. Bir anda kafama ağrı girdi.
"Ah!"
Şişeyi masaya bırakıp yanıma geldi.
"Chaeyoung, biraz daha dikkatli olmalısın."
Kafamın ağrısı o konuştuğu anda geçmişti. Bende ayağa kalktım.
"Bunu bana neden yapıyorsun? Neden birşey söylemiyorsun? Tek istediğin içmek mi?"
Kollarını belime sardı.
"Tek istediğim sensin Chaeyoung. Ama seni istemeli miyim onu bilmiyorum."
Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım.
"Neden?"
Yanaklarımdaki yaşları yavaşça sildi.
"Miyeon'un dediği gibi sadece birbirimize fiziksel temasta bulunuyoruz. Sevgili bile sayılmayız. Sana aşığım ama zorladığımızı hissediyorum."
"İkimizde birbirimize aşıksak neden olmuyor? Sorun ne?"
Lalisa başını salladı.
"Sorun biziz, Chaeyoung."
Cevap vermedim. Gözlerine baktım. Hissettiği duyguları anlayamıyordum. Ben konuşmadan o konuştu.
"Minnie ile hiç birşey olmadı. O gün beni bir restorana çağırdı. Bana benden hoşlandığını söyledi. Birazda senin hakkında konuştu. Ama ben umursamadım. Sonrasında onu bir daha görmedim. Sen aradığın zaman beni evime bırakıyordu."
"Neden aradığımda bana yalan söyledin?"
"Sinirlenmeni istemedim. Aramız zaten kötüydü. Daha da kötüleşsin istemedim. Ama Minnie durmadı. Sonra ona kızdım zaten."
Burnumu çekip dudaklarına baktım. Sonra da gözlerine.
"Ne yapacağız? Ben seni istiyorum Lalisa."
Gülümsedi.
"Bende seni istiyorum ama-"
Dudaklarımızı birleştirdim. Ama kelimesinden sonrasını duymak istemiyordum.
O da karşılık vermeye başladı. Bende kollarımı onun beline sardım.
-
Kucağımda oturan Lalisa'ya baktım.
"En son ama demiştin?"
Biraz durdu, sonra gülümsedi.
"Boşver, önemi yok."
"Peki."
Lalisa kucağımdan kalkınca bende kalktım.
"Benim evime geçelim."
"Olur."
-
"Biliyor musun Lalisa, son birkaç gündür çok kötüydüm. Hep beni kandırdığını düşündüm. Az kalsın kafayı yiyecektim."
Birşey demedi. Ona döndüm. Bana bakıyordu.
"Ne oldu?"
O cevap vermeden arabayı park ettim. Arabadan inip onunda kapısını açtım. Elimi tuttum ve eve girdik. Kapıyı açtığımda ona döndüm.
"Eve bu şekilde girmeyi seviyorum."
Gülümsedi.
Kapıyı kapatıp ona döndüm.
"Film izleyelim mi?"
Başını onaylar şekilde salladı.
"Olur."
//
Valla cok acidim ya
Fic cok kotu ilerliyor degil mi
Bence birakayim burada
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rich
FanficLalisa paradan hoşlanan, Chaeyoung ise bundan bolca bulunduran biriydi. Bu şekilde birbirlerini bulmuşlardı.