Birkaç dakika sonra kalktılar. Kalkmayı düşündüm ama biraz açtım. Bu yüzden yemeğimi yemeye devam ettim.
Birkaç dakika sonra da Lalisa'yı aradım. Üçüncü çalışta açtı.
"Efendim Chaeyoung?"
Arkadan bir oflama sesi geldi.
"Neredesin Lalisa?"
"Ee, evdeyim. Ne oldu?"
Minnie'nin yanındaydı ve bunu bilerek söylemiyordu. Tam konuşacağım sırada arkadan bir ses geldi.
"Benimle olduğunu söylesene."
Kısa bir sessizlik oldu.
"Peki, görüşürüz."
"Bekle, Chae-"
Telefonu kapatıp masadan kalktım.
"İstemiyorsa zorlamam."
-
Uçaktan inen Jisoo ve Jennie'yi görünce istemsizce gülümsedim. Artık gelmelerine çok sevinmiştim çünkü şirket çok yorucu oluyordu.
Biraz ilerleyip önlerinde durdum.
"Haberiniz olsun, bir daha izin vermiyorum tatile."
Jisoo güldü.
"Çok mu yoruldun?"
"Tabiki, bittim."
Jennie gözlüğünü kafasına kaldırdı.
"Seni daha kötü bir halde beklerdim açıkçası."
Jisoo koluyla Jennie'yi dürttü. Umursamadım.
"Hadi gelin. Bir şeyler içelim."
Jisoo yanımdan geçerken sessizce konuştu.
"Kahve."
O arabaya doğru ilerlerken ofladım.
"Tamam ya. Sizde benim içkime taktınız."
-
Kahvemden bir yudum alıp Jennie'ye döndüm.
"Neler yaptınız tatilde? Bence yataktan çıkmamışsınızdır."
Jennie başını iki yana salladı.
"Senin aksine, normal bir sevgili tatili geçirdik."
"Ben ne yaptım?"
Jisoo konuştu.
"Lalisa neden yanında değil mesela?"
Gülümsemem silindi. Kahvemden bir yudum aldım.
"Lalisa ne alaka şimdi?"
Jennie ciddi bir ifadeyle konuştu.
"Minnie ile mi?"
"Bilmiyorum Jennie. Artık uğraşamıyorum. Beni umursamıyor bile."
Jennie gülümsedi.
"Şutlayalım şirketten."
Jisoo Jennie'nin koluna hafifçe vurdu.
"Şunu sürekli sormasana. Sözleşme imzalattık."
Jennie ofladı.
"Tamam ya."
Gülümsedim.
"Boşverin ya. Bitti işte."
Jennie ve Jisoo aynı anda kafalarını bana çevirdiler. Jisoo konuştu.
"Benim bildiğim Chaeyoung vazgeçmezdi."
"Ben vazgeçmedim ki, o vazgeçti. Sürekli ben uğraşamam."
Bu sefer Jennie konuştu.
"Benim bildiğim Chaeyoung bedel ödetirdi."
İkisi benden bir cevap beklerken ben sessiz kaldım.
"Hadi ama Chaeyoung. Bence ikinizde birbirinize aşıksınız."
Derin bir nefes verdim.
"O zaman neden beni günlerdir aramıyor Jennie? Onu en son gördüğümde Minnie ile yemek yiyordu. Onun sesini son duyduğumda bana yalan söylüyordu. Neden?"
Jennie sustu. Bende kahvemden bir yudum aldım. Aklıma gelen şeyle Jisoo'ya döndüm.
"Ginny sevgilisine geri dönmüş."
Kaşları havaya kalktı.
"Ciddi misin?"
"Evet, fotoğraf paylaşmıştı."
Küçük bir kahkaha attı.
"Sanırım Ginny ile iletişimimi kesmeliyim. Beni kötü etkiler."
Jennie şaşkın bir ifadeyle Jisoo'ya döndü.
"Bizim aramız bozulmayacak ki. Neden kötü etkilesin?"
"O yüzden işte. Kötü etkilemesi demek aramızın bozulması demek."
Jennie gülümsedi.
-
O günün akşamında kapımın önümde bir çiçek buketi gördüm. Yavaşça kaldırıp inceledim.
On bir tane kırmızı gül vardı. On bir benim en sevdiğim sayıydı. Nedensiz değildi on bir tane olması.
Lalisa on birin en sevdiğim sayı olduğunu biliyordu.
Gül sayısına daha fazla takılmadan üstündeki notu okudum. Bir adres yazıyordu. Notun en altında bir harf vardı.
"L."
Lalisa'nın gönderdiği açıktı. Ama gidip gitmemek konusunda kararsız kalmıştım.
Ama en sonunda merakıma yenik düşüp kendimi o adreste buldum. Arabamdan inince etrafa baktım.
Küçük bir ev ve evin bahçesinde iki tane salıncak vardı. Evi çok iyi göremiyordum çünkü ortamı tek bir lamba aydınlatıyordu.
Yavaş yavaş eve doğru ilerledim. Kapısı yarım açıktı. İçeri yavaşça girip etrafa baktım, ışık açıktı. Evin bir köşesi küçük bir mutfaktı. Diğer köşesinde iki tane küçük koltuk vardı.
Koltuklardan birinde Lalisa oturuyordu. Kafasını geriye yaslamış, uyuyordu.
Ses çıkarmamaya özen göstererek yanında gittim. Yanına oturup onu izlemeye başladım.
Yaklaşık on dakika onu hiç sıkılmadan izlemiştim. Ona hâlâ aşıktım. Neden böyle olmuştuk bilmiyordum. Biz daha ayrılmadan Minnie ile takılmaya başlamıştı. Günlerce beni aramamıştı. Bugünde beni buraya çağırmıştı. Üstelik çiçek göndermişti. Onu gerçekten anlayamıyordum.
Hareketlenince vücudumu biraz geri çektim.
//
Asiklar abi ya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rich
FanfictionLalisa paradan hoşlanan, Chaeyoung ise bundan bolca bulunduran biriydi. Bu şekilde birbirlerini bulmuşlardı.