2 hafta sonra
Tadilat sesleriyle kafayı yemek üzereyken sıradaki danışanını bekliyordu Poyraz.
Salih Bey 20 yıldır Okb ile boğuşuyordu ve bu inşaatın sesi ve tozu adam için oldukça tetikleyici olacak gibiydi.
Seansını iptal etmeyi düşünse de her ayın 16 sında gelmek, emekli memur olan bu adamın takıntılı davranışlarından biriydi ve Poyraz bu isteğine saygı duyuyordu. Gerektiğinde pazar günü yardımcısıyla beraber ofisi açarlar ve Salih Bey terapi seansını tamamlardı.
Tadilatın hayatını başka bir etkileme şekli de Görkemin arada işleri takip için uğraması ve adamla asansörde karşılaşıp durmalarıydı. Adamı görmek istemedikçe dibinde bitiyordu sanki.
Gökçe Hanım'ın ayda bir geleceği seansların ikincisi için ise daha 1 hafta vardı. O zaman Görkemle karşılaşmamasını dilemekten başka çaresi yoktu. Ummadığı bir anda eski sevgilisini karşısında görmek kadın için yıkıcı olabilirdi. Umarım görüşmediğimiz sürede biraz olsun aşk acısı azalmıştır diye umdu.
Psikolojinin bütün çabaları yanında zaman denen iyileştirici bir oluşum vardı ki mucizelere gebe oluşuna sıklıkla tanık olmuştu Poyraz.
Görkemle karşılaşmak Gökçe Hanım için ne kadar rahatsız ediciyse Poyraz için de çok keyifli geçmiyordu.
Görkemin bakışlarını üzerinde hissettiğinde takvimler ocağı değil de sıcak bir ağustos gününü gösterirmişcesine sıcak basıyordu Poyrazı.
Bundan da oldukça rahatsızdı adam. Flörtöz bakışlar, etkiletici mavi gözler ve o tok ses... Bu kombinasyonla 3 dakika boyunca dar sayılabilecek bir alanda kalmak Poyraz gibi bekar ve eşcinsel bir erkek için kolay değildi. Etkilenmemek elinde değildi ne yazık ki. Plazanın asansörleri daha büyük olmalıydı kesinlikle.
Üstelik Görkemi bir kere sahnede gördüyseniz o halini unutmanız imkansızdı. Hayat da bu adamın üstüne sahne ışığı tutmaya devam ediyor gibiydi.
Farklı bir aurası vardı ve nerede nasıl olursa olsun o ışık hep parlıyordu. Poyraz'a böyle düşünceler nerden geliyordu Poyraz kendini de anlamıyordu ama çok çalışan beynini durdurmıyordu işte. Neyse ki etkilense de aklını başından almaya yetecek kadar değildi bu his. İradesini ve sağduyusunu kaybetmemişti henüz.
2 hafta boyunca kaç defa karşılaştıklarını düşündü Poyraz, anlaşılan menajerleri ofisin tadilatı işini Görkem'e yüklemişti. Çünkü sürekli onu görüyordu. Çünkü sadece asansörde karşılaşmaları bile 5-6 defa olmuştu. Poyraz öğle yemeğinden dönerken adam da ofislerine geliyordu. Tulumları giyip boya da yapsa tam olurdu. Tulumların bile ona yakışacağını düşündüğünde kendine sinirlenip kafasını salladı. Bu saçma düşünceleri kafasından derhal atmalıydı. Ama ne yazık ki sihirli bir güç onu karşısına getiriyormuş gibi yapmaya devam ettikçe bu o kadar da kolay olmayacaktı.
En son yine Esinin cafesinde karşılaşmışlardı hatta. Görkem sanıldığı ya da etrafa yansıtmaya çalıştığı kadar soğuk biri değildi. Her karşılaşmalarında görmezden gelmek yerine,Poyraz'a selam veriyor durup bir şeyler konuşuyordu.
Poyrazın aklında sohbet etmek yokken ayak üstü sohbete tutuluyordu. Haliyle öylece uzaklaşıp gidemiyordu da. Bundan hem rahatsız olup hem de sohbetin uzamasını istemek genç adamı bir karmaşanın içine sokuyordu.
Yanıma yaklaşma diye pankart asmak isterken bir anda onu gören gözleri inceden inceye ona dalıp gidiyordu. Bu nerenin akıl tutulmasıydı Poyraz çözememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklambaç (BxB)
General FictionSaklambaç grubunun solisti Görkem Akay'ın eski sevgilisi, ayrılık sonrası terapi için Psikolog Poyraz Demir'e gider. Poyraz, hakkında bir sürü olumsuz şey öğrendiği Görkemle tesadüfen tanışınca ona karşı oldukça önyargılı davranır