Saklambaç Bu, Aşk Oyunu

465 42 14
                                    

Dalgalı saçları alnına dökülmüş,ela gözlü kumralı bekleme alanına yönlendirirken ondan yayılan odunsu parfüm kokusunu beğeniyle içine çekti Canan.

İsmi randevu kayıtlarında olmadığına göre Poyraz Bey'in misafiri olmalıydı bu olgun sayılacak yaştaki yakışıklı adam. Güzel bir gülümsemesi vardı ve çok da kibardı üstelik.

O, kumralı beğeniyle süzerken kapı açıldı, ofisinden çıkan patronu, adının Serkan olduğunu öğrendiği konuğuna doğru adımlamaya başladı, yanına ulaştığında gülümsedi ve tokalaşmak için elini uzattı.

"Hoşgeldin Serkan Abi çok bekletmedim umarım"

Bugünlerde sıklıkla yaptığı gibi yan balkona gözü bile kaymayacak şekilde sırtını duvara yaslamış akciğerlerine savaş açmıştı elindeki sigara paketiyle. Sonrasında ise klasik Poyraz titizliğiyle dişlerini fırçalayıp günlük hayatına dönüş yapıyordu.

Nefesindeki karanfil kokusu Serkan'a ulaşıyordu ve nefesin kaynağı olan aralanmış dudaklara bakan adam, kimseye fark ettirmese de istemsizce yutkunmuştu.

Sonra hayatın ona yaşı ve yaşanmışlıkları sayesinde yüklediği tecrübelerden aldığı destekle kendini toparladı Serkan.

" Yoo, hayır yeni gelmiştim zaten" dedi sıcak bir tavırla.

Poyraz bu gereksiz muhabbeti bir an önce bitirip Serkan'ı eski anıları arasında kaybetmek isteğiyle sabırsızlanıyordu.

"İçeri geçelim o zaman" diyerek ofisine yöneldi ve adam da onu takip etmesi gerektiğini anlayarak peşine takıldı.

Yıllar sonra Serkanla aynı ortamda olmak garipti. Lise döneminde fırsatını kovalayıp yaratmaya çalıştığı anlar, şimdi ne kadar anlamsız ve gereksiz geliyordu ona.

Endişeyle yüzünü buruşturdu birden, ya bir gün Görkem de geçmişe ait bir anı olursa onun için? Korkunç bulduğu düşünceyle ürperdi. Görkemle o farklılardı aşkları gerçek, doğru ve benzersizdi.

Ve acı gerçek şuydu ki Görkem bugün itibariyle onsuz tam 5 gün geçirebilmişti. Daha fazlasını da geçirebilirdi hatta, kendisi güçlü kalmaya çalışırken aslında bitik olduğunu biliyordu. Küçük zihin oyunlarıyla kendine hakim olmaya çalışıyordu sürekli.

Garip sessizlik odayı kaplarken düşüncelere dalan tek kişi Poyraz değildi. Serkan da tedirgin olmuştu ofisteki atmosferden. Doğum günündeki ilk karşılaşmalarında sahip olduğı ışıltısı silinmiş olan Poyraz'daki bu mutsuz ve garip hal dikkatini çekmişti adamın. Duygularını çok belli ederdi zaten bu güzel oğlan hep.

Daha lisedeyken kendisine hayranlığını fark etmişti mesela, sonra da gelip açılmıştı ona cesurca Poyraz.

Poyrazın yaşından beklenmeyecek o cesaret Serkan'da yoktu kesinlikle. Reddetmek tek çareydi o günler için. Arkadaşının küçük kardeşiydi Poyraz, yaşıtlarından olgundu çok güzeldi de ; ama hayalleri vardı Serkanın. Daha doğrusu ailesinin ve toplumun beklentilerini hayali olarak benimsemişti, bunu yıllar sonra anlıyordu ne yazık.

Hep baba olmak istemişti mesela, Alisaya baktığında sağlamasını yaptığı gibi gerçekten de hayallerinden biri buydu. Ama bir kadınla hayatı paylaşmak, onun yatağında olmak Serkan'a göre değildi. Çok kısa sürede acı şekilde fark etmişti bunu. Zaten evlilikleri bir süre sonra sadece oturma izni için bir anahtar olmuştu adam için. Eşi, aşık olduğu bu adam için taşıyıcı anneden farksız olduğunu anladığında hayal kırıklığını kızına da yansıtıp ikisinden de uzaklaşmıştı.

Serkan'a da boşanmak ve alıştığı, ait olduğu ama yine kendisi olmasına izin verilmeyeceğini bildiği memleketine dönmek düşmüştü.

Şimdi ise buradaki hayatına dair güzel anılardan biri olan o güzel oğlan olgunlaşmış, özgüvenli ve kariyer sahibi haliyle karşısındaydı ve biliyordu ki başkasına aitti. Buraya beklentisizce sadece onla sohbet etmek için gelmişti zaten kendini teselli cümlesi buydu.

Saklambaç (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin