MerhabaaaaaHuening kardesler cok tatli 😭
Bu bölümü minhosumum agzindan okicaniz oncelikle
Hadi maraton baslasinnn
×
Minho
İçeri bi anda çekince ağzından bir 'hi' nidası kaçmıştı. Bu çocuk fazla sabrımı sınıyordu. Hayır sanane benim kimle yatıp kalktığımdan?
"Hayır sanane benim kiminle yatıp kalktığımdan"
Bu dediğime sinirlenmiş olacakki kafasını kaldırdı ve lafını esirgemedi.
"Veliaht Prensim ben sizi düşündüğümden söyledim. Ya adınız çıksa? tanımadığınız bir kızla evlenmek zorunda kalırsınız mazallah"
"Belki kız olmayacak"
Ne? Bunu gerçekten demiş olmayayım lütfen. Saraydan resmen ezeli düşmanım olan han jisungun yanında eşcinsel olduğumu söylemedim dimi?
"Efendim? Ne dediniz?"
Bunu söylerken sırıtıyordu. Elinde bir koz var sanıyordu ama şunu unutmuştu. Benim de elinde bir koz vardı.Veliaht Prenstim.
İstersem asar istersem keserdim kimsenin sesi soluğu duymazdı. Zaten anne babasından başka kimsesi de yok bu sarayda.
"İstersem seni şuan astırabileceğimi çok iyi biliyorsun dimi jisung"
Hemen yüzü düşmüştü. Ağlayacaksan oynamayalım bebeğim.
"Ağlayacaksan oynamalım bebeğim"
"Ney"
A sikecem ama ha neden herşeyi dışımdan söylüyorum ben? Biraz geri çekildim ve ona hareket edecek alan bıraktım. İşaret parmağımı ona doğru salladım.
"Eğer sarayda herhangi birinden bu konuşulanları duyarsam bitersin han jisung"
"Aman efendim ne haddime koskoca veliaht prenssiniz asarsınız da kesersiniz de..."
Cümlenin devamını getirmeden sustu. Korktu tabi benden tabi ki korkacak koskosca Veliaht Prensim sonuçta.
Ama kabul etmeliyim ki jisungun bir avantajı var. Küçükten beri aynı yerde olduğumuz için ister istemez birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Jisung beni benden daha iyi tanıdığı için nelere de tikim olduğunu çok iyi biliyor.
Kafasını biraz tavanda gezdirdi ve bir anda balkona adımladı. Dur bakalım intihar edicek galiba.
"Hem belki bu şahane manzaranıza bir şeftali bahçesi çok yakışır dimi velihat prensim?"
Ahhh başladık yine. Ağzım karıncalanmaya başlıyordu. Dişlerim istemsiz gıcırdıyordu. Bu şekilde tıpkı kuduz olmuş bir insana benziyordum.
"Sana...bunu..."
"Bişey mi söylediniz prensim? Ahh ama baksanıza duvarınız ne kadar boş buraya bir..."