Merhabaaaa
Bu kelimeyle birine yaziyorum genellikle o yuzden bi garip geldi simdi..
Neyse bölüme gecelim...
×
Yazar
Prens Minho yatağında, iki eli de arkada yatağa yaslanmış bir şekilde karşısında duran hizmetçi çocuğa bakıyordu.
Anlaşılan işi oldukça kolay olacakdı çünkü şimdiden küçük çocuğun içinin titrediğini hissetmişti. Daha doğrusu bu gözlerini kaçırmasından ve elleriyle oynamasından belliydi çünkü jisung ne zaman heyecanlansa böyle yapardı. Minho onu çözmüştü.
"Yanıma gel. İşimiz var"
Jisung kurulan cümleyle aklında dolanan binlerce düşünceden en fesat olanı seçmiş, daha fazla stres yaparak ayakları titreye titreye yürümüye başlamıştı.
Prensin hemen karşında durdu ve gelecek olan herhangi bi cümle bekledi prensten.
Prens ise karşında ellerinin titrediği bu çocuk hakkında aklında dolanan onlarca düşünceyi def etmekle uğraşıyordu. Tabi bunların çoğu masum şeyler değildi.
Minho en sonunda kendine gelmiş ve kafasını iki yana sallamıştı ufaktan. Yutkunup yatağa yüz üstü yatmıştı. Jisung ne yaptığına bakarken bi yandan da sırtını inceliyordu prensin. Aldığı o kadar eğitim bir işe yaramış anlaşılan.
"Sırtıma masaj yapar mısın? Bugün yorucu ve kötü geçen bi gündü"
Jisung düşündüğü şeylerle utanırken yatağa çıkmadan ellerini prensin çıplak omuzlarında gezdirmeye başladı. Ufak ufak ezdiği yerlerde minhonun ağzından çıkan her mırıltı jisungun aklını daha da kötüye düşünmeye zorluyordu.
Yatağa çıkmadığı için hem beli hem elleri yorulmuştu. Minho jisungun arada durup belini düzelttiğini fark edince gözlerini kapadı.
"Biraz daha inat edip yatağa çıkmadan yaparsan sabaha burdan çıkamazsın"
Anında elleri ovduğu yeri bırakan jisung yanlış anlaşılmaya oldukça müsait cümleyi idraak etmeye çalıştı bi süre. Minho ise jisungda nasıl bir etki yarattığını anlayınca sessizce gülüp cümlesine devam etti.
"Bel ağrısından yani. İki büklüm oldun bana yanaşmayacaksın diye"
"Size yanaşmakla alakası yok. Siz bir prens'siniz ve benim size o kadar yaklaşmam yanlış."
Masaja devam eden jisung bi anda iki kolundan tutulup sırtı yatakla buluşunca neye uğradığını şaşırdı. Bakıştığı gözler ise ne yaptığını biliyordu.
"Bunu kim söyledi? Biz seninle eskiden şuan olduğumuz zamandan daha da yakın olduk. Unuttuğun şeylerin çoğunu her gece düşünerek uyuyorum jisung."
Flashback
Elinde ki kumaşlarla terzi odasına doğru koşturan jisung, sol tarafa dönünce çarpıştığı kişiye bakmak için sinirle ayağa kalkmıştı. Annesinin yanına geç kaldığı yetmezmiş gibi bir de onu ekstra engelleyen o engelden hesap soracakdı.
Kafasını tutarak yerden kalktı ve işaret parmağını karşında duran kişiye çevirdi. Gördüğü yüzle ufak bi şok yaşadı fakat karşında ezilmeye hiç niyeti yoktu. Ergenliğin verdiği özgüvenle ilk o başlamıştı konuşmaya.