"Aslı! Çatalları da getir." Annemin içeriden seslenmesiyle 3 tane çatal alıp yemek masasının üzerine düzgünce yerleştirdim.
"Bitti mi?" dedim bıkkınlıkla. "Bitti, bitti. Şimdi gelir Savaş'ta za-" demesiyle zil çaldı.
"Bak geldi. Sen git aç bende bi üstümü değiştireyim. Yemek kokuyorum."
Annemi onaylayıp kapıyı açtım. Karşımda geçen sefer ki gibi takım elbise giymiş Savaş Abi vardı. Ama bu sefer içinde beyaz gömlek vardı ve ilk 3 düğmesi açıktı. Saçları anlam veremediğim bir şekilde ıslaktı. Joleyi fazla mı kaçırdı acaba?
Gözlerimi vücudundan zar zor aldıktan sonra elindeki çikolata ve çiçeklere baktım. Savaş Abi her eve lazımdı, gerçekten.
"Süzmen bittiyse geçebilir miyim içeriye küçük hanım? Yağmura yakalandım da."
"Ne süzmesi amına koyayım, izliyoruz işte?" dedim dalgınlıkla. Ne dediğimin ve üslubumun farkına varınca şokla gözlerimi araladım. O da sorgular bir şekilde bakıyordu. "Ay özür dilerim Savaş Abi dalgınlıkla öyle söyledim. Gerçekten çok özür dilerim." dedim stresle.
Gülümsedi. "Fazla küfürbazız sanki." dedi içeri girerken. Utançla kapıyı kapattım. "Gerçekten özür dileri-" diyecekken bana uzatılan çiçekle sustum.
"Al bakalım." Bir çiçeğe bir Savaş Abi'ye baktım. "Hatlar karışıtı sanırım." dedim gülerek. "Çikolatalar bana çiçekler anneme olması lazımdı sanki."
"Yani." dedi gözlerini kaçırırken. "Aslında ikisini de sana aldım. Ama sana çiçeği veremem. Bu yüzden sen şimdi tadını çıkar içeri geçince Azize Teyze'ye veririm."
"Savaş oğlum geldin mi?" dedi içerden bi ses. "Geldim Azize Teyze, geldim." dedi elime çiçeği sıkıştırırken. "Kokla bakalım nasıl kokuyor?" dedi fısıldayarak. Papatyaydı. "Çok severimm. Papatyaaa." dedim olduğum yerde zıplayıp, koklarken. Kafasını geri atarak güldü. "Nesin sen ya?" diye mırıldandı ve eliyle başımı karıştırdı. Tam sinirle ona yapmamasını söyleyecekken annem çağırdı.
"Hadi be kızım! Neredesiniz? Çorbaları koydum bile!" dedi. Dağılmış saçlarımla Savaş Abi'ye baktım. "Gör bak ne yapıyorum." dedim sinirle ve salona koştum.
"Anne! Bak Savaş Abi ne yaptı?" dedim saçımı gösterirken. Annem bana baktı. Gülmemek için kendini tuttuğu o kadar belliydi ki. Buna daha da sinirleniyordum.
"Ne gülüyorsun anne?!" Arkadan Savaş Abi geldi. "Naptı saçıma ya?!"
"Ne yapayım Aslı?" dedi annem.
"Kız ona!"
"Deja vu oluyorum sanki. Çocukken de iki de bir Savaş'ı bana şikayet ederdin. 2 dakika sonra gider onunla oyun oynamak isterdin."
Hay sikeyim küçüklüğümü.
"Siz ikiniz bir oluyorsunuz beni böyle zorbalıyorsunuz." dedim ve sinirle masaya oturdum. Annem ve Savaş Abi kahkaha atıyordu.
"Hoşgeldin bu arada Savaş'cım." dedi annem sarılırken. "Hoşbulduk Azize Teyze'm. Buyur." dedi ve buketi uzattı. Bana baktı ve göz kırptı. "Yaa evladım ne gerek vardı. Teşekkür ederim." dedi annem.
"Bizim de sana süprizimiz var. Neler yaptık sana neler?" dedi yerine otururken. "Bak şu sarmalara. Kalın olanları Aslı yaptı tabii de tığ gibi olanlar benim eserim." dedi gururla. "Sarma çok severim." dedi gülümseyerek. Bana baktı "Sen de mi sardın?" dedi. "Eh işte, elimden geldiği kadar." Anlamış olduğunu belirtmek için kafasını salladı.
"Hadi başlayalım." dedi annem de masaya oturdu. O sırada Savaş Abi'nin ağzına giden 2 sarma gördüm. Gülümsedim.
Özellikle mi seçilmişti bilmiyorum ama ikiside kafam kadar sarmalardı.
X
Nasıldı hocam?
Hızlı ilerliyormuşum gibi geliyor. Ama aksini nasıl yapacağım bilmiyorum.
Bununla ilgili bir başka sorunsa şöyle;
'Saniyesinde aşık mı oldular? Çok hızlı. Savaş ne abazaymış' gibi bir yorum gelirse diye bu konuya çok spoiler vermeden küçük bir açıklık getireceğim.Savaş'ın Aslı'ya olan, şuanki hisleri aşk değil, şefkat. (Bukadar:D)
Oy verin lütfenn😓❤️
Okuduğunuz için çok teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia'
Teen FictionBu kitap Isabel LaRosa-Older şarkısından esinlenerek yazılmıştır. texting/düzyazı başlangıç:24/10/23 1#older(02.12.23) 1#isabel(03.12.23) 1#çocukluk(12.12.23)