Yapmak istemediğimi söylemiştim Savaş Abi.
Savaş Abi:
Senin için güzelim.Diğer derslerin gayet iyiymiş.
Neden edebiyatın da güzel olmasın?
Sevmiyorum çünkü.
Sevmek zorunda olduğumu düşünmüyorum.
Savaş Abi:
Neden sevmediğini söyler misin?Ne sorunun var edebiyatla?
?
Ben mi sorunlu oldun şimdi?
Savaş Abi:
Öyle bir şeyden bahsetmediğimi biliyorsun.Ne seni edebiyattan soğutan?
Alt tarafı ezber.
Otur sana şiir ezberle demiyorum tabii.
Anlamıyorsun.
Çünkü anlamak istemiyorsun.
Sadece sen değil herkes.
Kimse beni anlamak istemiyor.
Ben o okulda zar zor günümü geçirirken,
o okulda edebiyat derslerine girmekten korkarken
Hepinizin, her bir yandan gelip 'Edebiyat çalış, notların düştü' gibi saçma salak şeylerden bahsetmenizden nefret ediyorum.
Annemin de babamında tek derdi okul hayatımdı.
Şimdi babam gitti,
(01.22 görüldü)X
Gözlerini kapadı Aslı. Durduramıyordu gözyaşlarını. Her konusu açıldığında ağlamaktan, bu kadar duygusal olmaktan bıkmıştı. Nefret ediyordu kendinden. Okulda yaşananları görmedikleri içinde nefret ediyordu. Bunun için kimseyi suçlamıyordu. O, kendisi göstermiyordu ailesine. Nasıl onları suçlayabilirdi?
Elinden geldiğince saklamaya çalışıyordu annesinden. Ne diyeceğini, ne yapacağını bilmiyordu. Nasıl açıklayabilirdi ki edebiyat hocasının ona karşı olan tavrını? Ne diyecekti annesine? "Anniş okulda bi hoca var elledi elledi bıraktı, şimdi de notlarıma düşük veriyor yaa. Üzücü değil mi anniş yaa? Ha bi de bunu bizim sınıf duydu olaayy. 1 yıldır dalga geçiyorlar ahah." falan mı? Acındıracak mıydı kendini?
Hiçbir zaman derdini tasasını ailesine anlatan bir çocuk olmadı Aslı. Hep içinde yaşadı kötü olaylarını. Ne annesine, ne babasına, ne dost dediklerine. Kimseye anlatmadı. İçinde gittikçe birikiyordu o yük. Kaldıramıyordu. Kaldıramadığı için bir kenera da atamıyordu.
Dolu gözlerle klavyeye baktı Aslı. Göz pınarları kurumuştu artık. Silip silip, yazdı. Ne diyeceğini kestiremiyordu.
Ve bir de telefonun diğer ucunda ki Savaş vardı. O da kendi içinde bir savaş veriyordu. Duygularını kestiremiyordu. Bunun içinde kendine kızıyordu. 25 yaşındaki adam nasıl olurda duygularına isim bulamazdı? Hatta çıtayı daha da arttıralım; yıllardır kardeşi gibi gördüğü kız hakkında neden duygularının karışmasına izin vermişti?
Ne diyecekti acaba Aslı? Bir sürü soru sormak istiyordu. Neden edebiyat dersinden korkuyordu? Neden okula zorla gidiyordu? Ve en merak ettiği, acaba Savaş'ta, yani kendisi de mi onun sorunlarını anlayamıyordu?
Gözleri sadece kızı kaydettiği isminin altındaki "yazıyor..." ve "çevrimiçi" yazılarındaydı.
"Hadi be güzelim." diye geçirdi içinden.
"Anlat bana."
X
Babam gitti sen geldin.
Savaş Abi:
Gelmese miydim?Keşke.
Keşke gelmeseydin de en azından şuan sadece annemle uğraşmak zorunda kalırdım.
(01.34 görüldü)X
Şöyle ki gençler Aslı'nın iç dünyasını biraz kendi iç dünyamla benzer yapmak istedim, daha iyi anlatabilmek için. Aynı sorunları ben yaşamasamda (Allah'a şükür babam var, edebiyat öğretmenim adamdır, sınıf arkadaşlarımla aram çok iyi.) her bireyin kendine has sorunları olduğunu düşünen insanlardanım. Dertsiz insan yoktur kendi fikrimce.
Lakin ben bu sorunları çok dışa vurabilen veya ailesiyle paylaşabilir biri olmadım. Olamadım. O yüzden kendi karakterimi en çokta benim anlamam gerektiği düşüncesiyle Aslı'yı biraz kendi ergenliğime, karakterime benzetmek istedim.
Tabii Aslı'nın kişiliğini yavaş yavaş daha net göreceksiniz.
Savaş'a gelirsek o da kendi içinde bazı ölüm kalım savaşları veriyor. Yavaş yavaş onunda beyninde kırmızı sinyaller yanmaya başladı.
Bakalım ne olacak.
Hafifinden texting yapmayı düşünüyorum önümüzdeki 3 bölüm falan. Olmasa da çok takmayınğsövğwşfğwçfğ.
Neyse öpppttüüüümmm
Oy verin lütfenn 😓❤️
Bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia'
أدب المراهقينBu kitap Isabel LaRosa-Older şarkısından esinlenerek yazılmıştır. texting/düzyazı başlangıç:24/10/23 1#older(02.12.23) 1#isabel(03.12.23) 1#çocukluk(12.12.23)