(bölüm sonu kritiği yaptığım yeri lütfen okuyun.)
Saatler geçti. Saati geçtim günler geçti. Ne bir arama ne bir mesaj. En son dün ne yaptığını sordum. Cevap yok. Tek tik de kaldı mesajım. Endişelensem de 25 yaşında olan biri sonuçta. Başına ne gelebilir ki? Beni ektiği aşikardı.
En kötüsü de okulda yüzyüze bakacağımız olmamızdı. Sevinsem mi üzülsem mi bilmiyorum. Okula yeni gelen edebiyat öğretmeni ve öğrenci. Ne roman ama!
Kendi kendime gelin güvey oluyorum gibi hissetsem de kendimi bu histen alıkoyamıyordum. Ben mi böyle hissediyordum yoksa o mu böyle hissettiriyordu? Tüm gece uyumayıp bu döngüde düşünüp durdum. Sorun şu ki kalkıp okula hazırlanmam gerekiyordu. Peki, kalkalım bakalım. Sonuçta ben yanlış bir şey yapmadım. Gidip özür dileyecek, kaçacak yer arayacak kişi ben değil o'ydu. Bugün görecektik, ne olacak ne bitecek?
X
Öğle teneffüsündeydik. Son iki ders edebiyattı. Yani daha vardı onun dersine. Yanımda Cansu yeni aldığı dudak parlatıcısını bize övüyordu.
"Agalarım bakın bu var ya o kadar mükemmel bir şey ki." dedi sanki yolunda ölürmüş gibi.
"Kankim o bende vardı da bitti ya." dedi Dilay.
"Ben sevmiyorum bunu yapış yapış bence. Daha güzelleri var." dedim omuz silkerken. Cansu annesine küfretmişim gibi bakıp "Yazıklar olsun. Nasıl dersin bu bebeğe böyle?"
"Ne o sponsorluk mu aldın hayırdır?" dedi Nisa telefondan başını kaldırıp. Evet, bizde telefonları vermezdik her lise öğrencisi gibi.
"Kiminle konuşuyorsun sen yarım saattir?" dedi Zeynep parlatıcıdan kafasını kaldırıp. "Eniştenizle." dedi Nisa sırıtırken.
Hepimiz bir anda kusar gibi sesler çıkarmaya başladığımızda Nisa sinirle nefes verdi. "Ne anlarsınız be aşktan?"
"Böyle aşkın amına koyayım." dedim gülerken.
"Yorulduk be Nisa. Ne Enes'miş arkadaş? Enes aşağı Enes yukarı." dedi Gülay.
"Sen sus konuşma. Osman'la 7 aydır çıkıyorsun. Haftada 8 gün buluşmayı nasıl beceriyorsunuz amına koyayım? Bu nasıl iş? Ben daha az görüyorum seni." dedi Zeynep.
"Diyene bak. Berat'la baba faktörüne rağmen kaça kaça buluşan bendim zaten." dedi Dilay rimel sürmesine ara verirken.
"Ya, bak. Senin de sevgilin olmasa anlayacağım da Arda'ya ne demeli? Geçen çağırdık 'Kanka Arda'da sahildeymiş az görüyorum zaten' diye bizi ektin onun yanına gittin." dedi Cansu sinirle.
"Cansu bak ağzımı açtırtma. Hasan mevzusu bir daha açmak istemiyorum." dedim kollarımı göğsümde bağlarken.
"Sana ne demeli?" diye başladığı cümleyi devam ettiremedi. Çünkü sevgilim yoktu ve asla manita için arkadaş ekmezdim.
Yüzüme bön bön baktığını fark ettiğimde "Noldu kaldın sikin başı gibi? Hayırdır?" dedim sırıtarak.
"Ya oğlum birini bulalım şuna da rahatlasın." dedi Dilay beni gösterirken.Sizin bu kardeşiniz buldu da karşı taraf pek hevesli değil hanımlar, yoksaaa.
Sınıfa pat diye giren Azra nefes nefeseyken ortamda bi merak duygusu yayılmıştı. Zar zor nefeslerinin içinden "Arkadaşlar, yeni edebiyat hocasını gördünüz mü?" dedi. Ah evet. Başlıyoruz.
X
(GÖTÜNÜZÜ YİYİM OKUYUN BURAYI ÖNEMLİ)Sikko bir bölümle daha karşınızdayım
Valla agalar bir şey diyin kurgu bok gibi mi güzel mi? Ona göre yön vereyim hikayeye.
Yani karmakarışık bir halde yazıyorum hikayeyi. Çünkü hoşunuza gidiyor mu gitmiyor mu bilmiyorum.Sizin beğeneceğiniz bir iş çıkarmaya çalışıyorum ama yapıyor muyum bilmiyorum.
Neyse ya
Hepinizi öptüm iyi aksamlarrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia'
Teen FictionBu kitap Isabel LaRosa-Older şarkısından esinlenerek yazılmıştır. texting/düzyazı başlangıç:24/10/23 1#older(02.12.23) 1#isabel(03.12.23) 1#çocukluk(12.12.23)